Daha iyi bir deneyim için konum izni vermelisiniz.
Size nasıl yardımcı olabiliriz?
İçindekiler

Prostat, erkek vücudunda en sık sorun oluşturan organlardan birisidir. Prostat hastalıkları çoğunlukla 50’li yaşlardan itibaren görülse de bazen genç erkeklerde de sorun yaratabilir. 

Prostat Hastalıkları Tanı ve Tedavisinde, prostatla ilgili tüm şikâyetler ve rutin taramalar Üroloji uzmanlarımızca gerçekleştiriliyor.

Prostat iltihabı (Prostatit), İyi huylu prostat büyümesi (BPH=Benign Prostat Hiperplazisi), Prostat kanseri gibi sık görülen prostat hastalıklarının medikal ve cerrahi tedavileri yürütülüyor.

Daha fazla bilgi için: Alo Acıbadem 444 55 44

Prostat Hastalıkları Tanı ve Tedavi Hizmetleri

Prostat hastalıkları ile ilgili olabilecek yakınmalar şunlardır:

  • İşemeye başlamada ve sonlandırmada güçlük
  • Zayıf veya kesikli idrar akışı 
  • İdrarda yanma veya ağrı 
  • Sık işeme ihtiyacı
  • Mesaneyi tam boşaltamama hissi 
  • Geceleri sık idrara kalkma 
  • Ani idrar sıkışıklığı, idrar tutma zorluğu
  • İdrar yaptıktan sonra devam eden damlamalar
  • İdrar yapamama hali 
  • İdrar veya menide kan görülmesi 
  • Ağrılı boşalma
  • Kasık, kalça, bel, sırt ve/veya bacak ağrıları

Bu yakınmalar prostat ve alt idrar yolları sorunlarına özgüdür. Ancak prostatın hangi tür hastalığına bağlı olduğu ancak üroloji uzmanı muayenesi ve gerekli tanısal incelemeler sonucunda saptanabilir. 

Erken dönemde prostat hastalıkları herhangi bir şikayete neden olmayabilir. Bazen belirgin herhangi bir şikayet olmaksızın parmakla prostat muayenesi ile veya PSA (Prostat Spesifik Antijen) testi, idrar analizi, radyolojik görüntülemeler (ultrasonografi, multiparametrik prostat MR), prostat biyopsisi (MR/US Füzyon Prostat Biyopsi) yoluyla hastalık tanısı konabilir. 

İdrar yollarını ilgilendiren belirti ve bulguların altta yatan nedenini sadece bir doktor söyleyebilir. Bu tip yakınmaları olan bir kişi mutlaka bir üroloji uzmanına görünmelidir.

Prostat hastalıkları kabaca üç grupta sınıflandırılabilir. 

  • Prostat iltihabı (Prostatit)
  • İyi huylu prostat büyümesi (BPH=Benign Prostat Hiperplazisi) 
  • Prostat kanseri

Prostatın Fonksiyonu Nedir?

Prostat bir salgı bezidir. İdrar torbasının (mesane) hemen altında yer alan, içerisinden idrar kanalının (üretra) geçtiği ve ayrıca spermleri testislerden getiren tüplerin (vas deferens) açıldığı bir organdır. Prostat bezinin asıl görevi meniyi oluşturan sıvının bir bölümünü salgılamaktır. Büyümemiş hali ile yaklaşık bir ceviz boyutundadır. 

Prostat Büyümesi Nedir?

Prostat büyümesi çoğu zaman iyi huylu bir gelişme olarak gerçekleşir. Bu büyüme, 40’lı yaşların sonlarından itibaren başlayarak yaşamın sonuna kadar değişen hızda devam eder. İyi huylu prostat büyümesi (BPH) yaşlanma ile birlikte görülse de kesin nedeni tam olarak belli değildir. 

Büyüyen prostat bezi idrar yolu ve mesane çıkımında yarattığı tıkanma-daralma ile birlikte idrar akışını engelleyebilir. Mesanenin hem idrar depolama hem de idrar boşaltma işlevini bozabilir. 

Prostat büyümesi oldukça sık görülmekle birlikte her erkekte aynı düzeyde sorun oluşturmayabilir. Bazılarında yaşlanmanın doğal bir parçası olarak saptansa da tedavi gerektirmeyebilir. Prostat büyümesi rahatsız edici belirtilere neden olursa, idrar yapma fonksiyonunu bozarsa veya vücuda zarar verebilecek duruma ulaşırsa tedavi edilmesi gereklidir. 

Prostat Büyümesi Tedavisi

Tedavide temel belirleyici etkenler hastanın yakınmalarının derecesi ve prostat büyümesinden kaynaklanan fiziksel ve fonksiyonel sorunlardır. Hastaların bir kısmında ciddi bir yakınma belirtilmese de tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları, tekrarlayan kanlı idrar yapma, mesanede taş gelişimi, böbrek yetmezliğinin bulunması tedavi gerektiren durumlardır.

Tedavi yaklaşımları arasında şunlar vardır:

  • Düzenli takip/gözlem ile bekleme
  • İlaç ile (medikal) tedavi
  • Cerrahi tedavi yöntemleri (Bipolar TUR-prostatektomi, Lazer Greenlight prostatektomi, Holmium Lazer ile yapılan prostat ameliyatı (HoLEP)

Prostatit Nedir?

Prostatit, prostat bezinin iltihabıdır. Bu hastalıkta gelişen enflamasyon nedeniyle prostat bezi şişer ve ağrılı haldedir. Prostatit bazen bakteriyel bir enfeksiyondan kaynaklansa da, sıklıkla mikrobik bir durum bulunmayabilir ve hangi nedenle prostatit geliştiği tam olarak anlaşılamaz. 

Genellikle daha ileri yaştaki erkeklerin sorunları olan prostat büyümesi veya prostat kanserine karşılık, prostatit her yaştaki yetişkin erkekte görülebilir. 

Prostatit Tedavisi

Prostatit tedavisinde ilaçlar kullanılır. Bunlar arasında ağrı kesici-antiinflamatuar, prostat ve mesane boynunu gevşeten alfa-blokerler, bazı antibiyotikler vardır.

Çoğu erkekte hastalık birkaç hafta ile birkaç ay içerisinde düzelse de bazı kişilerde belirtiler daha uzun sürebilir. 

Prostat Kanseri Nedir?

Prostat bezi dokusunda gelişen kanser, “prostat kanseri” olarak adlandırılır. Batı ülkelerinde prostat kanseri en sık görülen kanser tiplerinden biridir.  

Oluşum nedenleri tam olarak açıklanabilmiş değildir, fakat erkeklerde yaş ilerledikçe prostat kanseri gelişme olasılığı arttığı bilinmektedir. Genellikle 65 yaşın üzerindeki erkeklerde saptanmakla birlikte, 50 yaştan itibaren riskin arttığı söylenebilir. Eğer yakın erkek akrabalarında (baba, erkek kardeş, amca, dayı vs) prostat kanseri mevcutsa, o kişide prostat kanseri görülme oranı normalden yüksektir. 

Özellikle erken dönemde saptanmış prostat kanseri hastalığının tedavi sonuçları genellikle yüz güldürücüdür. Prostat kanserini diğer bazı kanserlerden ayıran özelliği yavaş seyirli ve değişken davranışlı olmasıdır.  

Prostat Kanseri Tedavisi

Tedavi yaklaşımları hastalığın evresine ve derecesine göre farklılık gösterebilir. Tedavi yöntemleri, hastanın durumuna veya hastalık düzeyine bağlı olarak tek başına, bir arada, sıralı ve alternatifli olarak uygulanabilir. Bazı hastalarda tedavisiz aktif izlem bir seçenek olarak sunulabilir. 

Gerekli tanısal incelemeler sonrasında çoğu hastada şu yöntemlerden biri ile tedavi uygulanır: 

  • Cerrahi tedavi (da Vinci robotik radikal prostatektomi, açık radikal prostatektomi)
  • Işın tedavisi (radyoterapi, brakiterapi)  
  • Fokal tedavi (HIFU, kryoterapi) 
  •  İlaç tedavisi (hormon tedavisi, kemoterapi). 

Prostat Ameliyatı Nedir?

Prostat büyümesinde (BPH) ilaç tedavisine yanıt vermeyen, ilaç tedavisine başlangıçta yanıt veren anca zamanla ilacın yetersiz hale geldiği ve yan etkileri sebebiyle ilaç kullanamayan hastalara prostat ameliyatıyla tedavi uygulanabilir.

Ayrıca prostat büyümesine bağlı olarak; mesanesinde taşı olan, idrar yolundan tekrarlayan kanamaları olan, sık idrar yolu iltihabı geçiren ve idrarını hiç boşaltamayan hastalarda da prostat ameliyatı ile tedavi planlanmalıdır.

Prostat ameliyatı yöntemi belirlemede hastanın yaşı, kullandığı ilaçlar, ek hastalıkları ve prostat büyüklüğü dikkate alınır.

Prostat büyümesinin ameliyatla tedavisi

Klasik yöntemler (transüretral prostat rezeksiyonu ve açık prostatektomi) ve lazer yöntemleri mevcuttur.

Prostat Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Transüretral Prostat Rezeksiyonu (TUR-P): Transüretral prostat rezeksiyonu (TUR-P) operasyonunda elektrik enerjisi yardımıyla prostat dokusu içeriden yakılarak küçük parçalar halinde çıkarılır. Bu ameliyatta kanama ihtimali yüksek olduğundan hastanın varsa kullanmak zorunda olduğu kan sulandırıcı (antiagregan-koagulan) ilaçlar 1 hafta önceden kesilir ve ameliyat sonrası en erken 1 hafta sonra yeniden başlanabilir. işlem sonrası hastanın en az 3-4 gün sondalı kalması gerekmektedir. Bu yöntem sonrası TUR-P sendromu, üretra darlığı, enfeksiyon, idrar kaçırma, idrar yapmada güçlük, meninin geri kaçması (retrograd ejekülasyon) ve yeniden cerrahi gereksinimi görüldüğü birçok çalışmada bildirilmiştir.

Açık Prostatektomi: Prostat büyüklüğü 100 gr. ve üzeri olan hastalarda ise açık prostat ameliyatı uygulanabilmektedir. Bu ameliyatta hastanın cilt ve cilt altı dokularıyla birlikte idrar torbası da açılır ve parmak yardımıyla prostat çıkarılır.

Bu ameliyat esnasında kanama oranları oldukça yüksek olduğundan sıklıkla kan desteği gerekebilmektedir. işlem sonrası hastanın en az 1 hafta sondalı kalması gerekmektedir. Ayrıca hastanede kalış süresi diğer yöntemlere göre daha uzundur.

Prostat Cerrahisinde Lazer:

Ürolojide lazerin kullanılmaya başlaması ile birlikte prostat cerrahisinde de lazer kullanılarak cerrahi operasyonlar yapılmaya başlanmıştır.

Bu yöntemler; Greenlight lazer, fotoselektif prostat vaporizasyonu (PVP); Thulium lazer ile prostat enükleasyonu (ThuLEP), thulium lazer ile prostat rezeksiyonu (TmLRP), diode lazer ile prostat enekülasyonu (DiLEP), diode lazer ile prostat vaporizasyonu (DiLVP), holmium lazer ile prostat rezeksiyonu (HoLRP) ve holmium lazer ile prostat enükleasyonu (HoLEP)’dir.

HoLEP Cihazı

Acıbadem Hastaneleri,   Prostat Hastalıkları Tanı ve Tedavisinde HoLEP  için enerji kaynağı olarak 120W Holmium: YAG lazer (Pulse 120H, Lumenis Inc.), 550-μm fiber (SlimLine TM 550, LumenisInc.) ile kullanılmaktadır. Bu cihazda enükleasyon ve hemostaz işlemi için iki farklı ayak pedalı bulunmaktadır.

Prostat Ameliyatı Ne Kadar Sürer?

Prostat ameliyatının süresi, prostat boyutu ve hastaya bağlı bazı özelliklere göre değişkenlik gösterebilmektedir. Tedavi için tercih edilen cerrahi yöntem de prostat ameliyatının süresini etkileyen en önemli faktördür.

Prostat Ameliyatı Sonrası

Prostat ameliyatından sonraki süreç, dikkat edilmesi gerekenler ve ameliyat sonrası komplikasyonlar, prostat ameliyatının hangi yöntemle yapıldığına göre değişmektedir.

Transüretral Prostat Rezeksiyonu (TUR-P)
  • Kan sulandırıcı (antiagregan-koagulan) ilaçlar kullanılıyorsa ameliyattan en erken 1 hafta sonra başlanabilir.
  • İşlem sonrası hastanın en az 3-4 gün sondalı kalması gerekmektedir.
  • Ameliyat sonrası görülebilen olumsuzluklar:
  • TUR-P sendromu, üretra darlığı, enfeksiyon, idrar kaçırma, idrar yapmada güçlük, meninin geri kaçması (retrograd ejekülasyon) ve yeniden cerrahi gereksinimi görüldüğü birçok çalışmada bildirilmiştir.
Açık Prostatektomi

İşlem sonrası hastanın en az 1 hafta sondalı kalması gerekir. Ayrıca hastanede kalış süresi diğer yöntemlere göre daha uzundur.

Lazerli Yöntemler

HoLEP
  • Çoğu hastada 24 saat sonrası sonda çıkarılır, normal hayata dönülebilir.
  • Ameliyat sonrası sertleşme problemi beklenmez.
  • İdrar yaparken yanma hissi (disüri) yaşamaz.

Prostat Büyümesi

Prostat Büyümesi ya da diğer adıyla Benign Prostat Hiperplazisi (BPH), halk arasında iyi huylu prostat büyümesi olarak bilinen bir hastalıktır. Yapılan çalışmalarda 50 yaşındaki erkeklerin %25’inde, 80 yaşındaki erkeklerin ise %90’ında iyi huylu prostat büyümesinin görüldüğü bildirilmektedir.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre yapılan bir çalışmada; Türkiye'de yaklaşık 3, 3 milyon BPH hastası olduğu tahmin edilmektedir.

Prostat, erkeklik hormonu testosterona duyarlı bir organdır. Erkeklik hormonunun üretilemediği ya da direnç görülen bazı durumlarda prostatın büyümediği görülmüştür.

Buna karşılık prostatın en çok testosteron seviyesinin azaldığı yaşlılık döneminde büyüme göstermesi bu konunun tam olarak aydınlatılamadığının göstergesidir.

İyi Huylu Prostat Büyümesi Kanser Değildir!

Prostat kanserinin yaygın görülmesi, iyi huylu prostat büyümesinin de kanserden kaynaklandığına yönelik bir algının oluşmasına neden olmaktaysa da iyi huylu prostat büyümesi, kanser değildir! Üstelik kanser gelişmesine de yol açmaz. Ancak bazı hastalarda hem iyi huylu prostat büyümesi hem prostat kanseri bir arada bulanabilir. Hekim, prostat şikayetleriyle başvuran hastayı her iki durumla ilgili ayrı ayrı değerlendirmelidir.

Prostat Büyümesi (BPH) Belirtileri

Prostat büyürken idrar yolunu tıkayarak idrar akışını engellemeye başlar. Tıkanıklığın derecesine bağlı olarak hastalarda idrar yapmayla ilgili bazı şikayetler görülür.

Prostat Büyümesinin Belirtileri Şunlardır:
  • idrar akım şiddetinin azalması,
  • idrarı başlatmakta güçlük yaşanması,
  • idrar yaparken kesinti olması,
  • idrarı tam boşaltamama hissi,
  • Sık sık idrara çıkma hissi,
  • Ani sıkışma atakları,
  • idrar kaçırma,
  • idrarda çatallanma ve gece idrara çıkma.

Prostat Büyümesi Tanısı Nasıl Konur?

Yukarıdaki şikayetlere sahip hastalar Benign Prostat Piperplazisi - BPH açısından tetkik edilmelidir.

Bu tetkikler sırasında PSA (Prostat spesifik antijen) tahlili, idrar tahlili ve rektal muayene ile prostattaki büyümenin iyi huylu olduğu kesin olarak ortaya koyulmalıdır.

Bunlarda bir anormallik yoksa hasta BPH olarak kabul edilir. BPH derecesini ortaya koymak adına da Ultrasonografi (USG) ve (Üroflowmetri) yapılır. Ayrıca hastanın şikayetlerinin sorgulandığı Uluslararası prostat semptom skoru (IPSS) da kullanılır.

Eldeki bu verilerin tamamı ile BPH’nin derecesi belirlenir. BPH’nin derecesine göre de tedavi şekli değişir, medikal tedavi (ilaç tedavisi) ya da cerrahi tedavi (prostat ameliyatı) kararı verilir.

Prostat Büyümesi Neden Olur?

Prostat büyümesinin kesin nedeni bilinmemekle beraber en iyi bilinen sebep yaşlanmadır.

BPH’da genetik faktörlerin de etkili olduğu gösterilmiş, ailesinde BPH öyküsü olanlarda daha sıklıkla görüldüğü ispatlanmıştır.

Ayrıca bazı çevresel faktörler ve beslenme ile ilişkisi üzerinde çalışmalar yapılsa da tatmin edici net sonuçlar alınamamıştır.

Özellikle son yıllarda obezite ile BPH arasında ilişkiyi göstermeye yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Buna göre artmış vücut ağırlığı, vücut kitle indeksi ve göbek çevresi ile prostat boyutundaki artışın ilişkili olduğu gösterilmiştir.

Prostat Büyümesi Nasıl Önlenir?

Kırmızı et, yağ, karbonhidrat, kümes hayvanları ile beslenme prostat büyümesi riskini artırırken sebzeler, çoklu doymamış yağ asitleri, linoleik asit, D vitamini ve düzenli egzersiz BPH riskini azaltmaktadır.

Prostat Büyümesi Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Tedavi edilmeyen iyi huylu prostat büyümesinde idrar yapma sorunları devam eder. İlerleyen evrelerde ayrıca, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları, idrarda kanama, böbreklerde fonksiyon bozukluğu ve mesane taşları gelişebilmektedir.  

Prostat Büyümesi Tedavisi Nasıl Yapılır?

Prostat büyümesi durumunda genellikle idrar torbası tam olarak boşaltılamadığından içeride kalan idrar, tekrarlayan enfeksiyonlara ve böbrek fonksiyonlarında kalıcı bozulmaya yol açabilmektedir.

Aynı zamanda BPH sebebiyle görülen şikayetler, hastaların hayat kalitesini oldukça düşürmektedir. “Prostat büyümesi tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır.”

Prostat Büyümesinde (BPH) Tedavi Yolları Şunlardır:
  • Medikal (ilaçla) Tedavi
  • Prostat SBA
  • Prostat Ameliyatı
  • Klasik Cerrahi Yöntemler
  • Lazerli Cerrahi Yöntemler
  • Prostat büyümesinin tedavisinde prostat ilaçları kullanılabilir. Bu ilaçların, her ilaç kullanımında olduğu bazı yan etkileri vardır.

ilaç tedavisine başlanan hastaların büyük kısmına ilerleyen dönemde prostat ameliyatı gerektiği gösterilmiştir

Prostat Ameliyatı;
  • Klasik cerrahi (TUR-P ve Açık Prostatektomi)
  • Lazerli prostat ameliyatı (Greenlight lazer ve Holmium Lazer - HOLEP gibi) şeklinde uygulanabilir.

Acıbadem Hastaneleri, Prostat Hastalıkları Tanı ve Tedavisinde uygun hastalara, kapalı olarak gerçekleştirilen ve tüm prostat boylarına uygulanabilen HOLEP ameliyatı uygulanmaktadır.

Prostat büyümesi (BPH)’nin cerrahi tedavisinde kullanılan lazerli yöntemler nelerdir?

Prostat cerrahisinde lazer yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. GreenLight lazer, thulium lazer, diode lazer ve Holmium lazer BPH cerrahi tedavisinde kullanılan lazer çeşitleridir.

GreenLight ameliyatları nasıl yapılır?

GreenLight ameliyatında prostat dokusu lazer enerjisiyle buharlaştırılır. Prostat dokusu buharlaşarak yok edildiğinden hastadan genellikle patolojik örnek alınamaz.

HoLEP ameliyatları nasıl yapılır?

HoLEP yöntemi "Elektrik enerjisi ile yakma" yerine "lazer ile ayırma" prensibiyle yapılır. Bu yöntem kapalı olarak gerçekleştirilmesine rağmen açık prostat ameliyatına benzer bir metotla prostatın tamamı alınır. Ameliyat sırasında spinal anestezi yeterli olmaktadır. Prostat dokusu tam olarak çıkarıldığından hastalığın yineleme riski çok düşüktür.

Prostat SBA Tedavisi

Prostat SBA tedavisi prostat dokusuna ısı iletilmesi prensibine dayanıyor. Bu yöntemde bir radyofrekans cihazı ve bu cihaza bağlanan tek kullanımlık bir prob bulunmaktadır. Radyofrekans cihazı ısıyı üreterek oluşan enerjiyi sıcak su buharı şekline dönüştürmekte, oluşan sıcak su buharı prob aracılığıyla prostat dokusunun içine iletilmektedir. 

Prostatın İlaçla Tedavisi – Prostat ilaçları Ne işe Yarar?

Prostat Büyümesi, diğer adıyla Benign Prostat Hiperplazisi (BPH) tedavisinde kullanılan bazı prostat ilaçları mevcuttur:

Alfa reseptör blokörleri, 5- alfa-redüktaz inhibitörleri ve fosfodiesteraz-5 inhibitörleri BPH tedavisinde kullanılan prostat ilaçlarıdır. Farklı etki mekanizmalarına sahip olan bu ilaçlar bazen bir arada da (kombine) kullanılabilir.

Fakat her ilaç kullanımda olduğu gibi prostat büyümesinin ilaç tedavisinde kullanılan bu ilaçların da bazı yan etkileri mevcuttur.

Prostat ilaçları sıklıkla tansiyon düşüklüğü, halsizlik ve meni gelişinin azalması (retrograd ejekülasyon) gibi şikayetlere sebep olur. 

Prostat Kanseri

Prostat kanseri, erkeklerde en sık görülen kanser türüdür. Kansere bağlı ölümlerde ise ikinci sırada yer alır. Sağlıklı bir erkeğin hayat boyu prostat kanserine yakalanma riski yaklaşık olarak %17’dir. Yani her 6 erkekten biri prostat kanserine yakalanmaktadır. 

Prostat kanseri, prostat dokusunu oluşturan bazı hücrelerin anormal seyir göstererek tümöral yapılara dönüşmesi sonucu meydana gelir. Prostatın sadece bir kısmından gelişebileceği gibi birden çok kısmında da gelişebilir.

Genellikle 65 yaş üstünde görülen bu hastalık erken dönemlerinde hiçbir belirti vermeyebilir. Fakat tedavi edilmezde zamanla büyüyerek idrar kanalına baskı yaratabilir. Böyle hastalarda idrar yapmayla ilgili bazı şikayetler meydana gelir. Tanı ve tedavide geç kalınmış bazı hastalarda kanserli dokular prostat içinde sınırlı kalmayıp etraf dokulara yayılım gösterebilir. Prostat kanseri özellikle kemiklere yayılım gösterir. Bu yayılımı olan hastalarda yaygın kemik ağrıları görülebilir.

Prostat Kanseri Belirtileri

Lokalize (prostata sınırlı) prostat kanseri sıklıkla hiçbir belirti vermeden gelişir. Prostat kanserinin belirtileri şunlardır:

  • İdrar yaparken yanma
  • Zorlanma ve idrarda kanama
  • Semende kanama
  • İleri evrede kemik metasazları, buna bağlı kemik ağrıları ve bazen kırıklar

Tarama testi yaptırmayan ya da tanı almış olmasına rağmen rutin kontrollerini aksatan bireylerde prostat kanserinin tedavisi gecikmiş olur. Bu durumlarda hastalık ilerlemeye başlar.

Prostat Kanseri Tanısı

Günümüzde sağlıklı bir erkeğin prostat kanseri olacağını ortaya koyan bir erken tanı yöntemi yoktur. Artan yaş, etnik köken ve genetik yatkınlık prostat kanserinde ortaya koyulmuş risk faktörleridir. Bu risk faktörlerinin ışığında hastalara erken tanı amaçlı testler yapılmaktadır.

Ailesinde prostat kanseri öyküsü olmayan erkeklerde prostat kanseri taraması 50 yaş sonrası tavsiye edilirken, ailede prostat kanseri öyküsü olanlarda risk artmış olduğundan 45 yaş sonrasında prostat taraması tavsiye edilmektedir.

Tarama amaçlı olarak kullanılan yöntemler parmakla rektal muayene (prostata yönelik) ve kan testi ile PSA ölçümüdür.

Kanserin Tanısında PSA Testi ve Prostat Muayenesi

Kan örneğiyle bakılan PSA (prostat spesifik antijen) testi ile prostat kanseri erken teşhis edilebilir. Prostat kanserinin erken teşhisi, tedavi olanaklarının artması açısından önemlidir.

Psa normal değerleri için referans: Hans-Joachim Luboldt, Joachim F. Schindler, Herbert Rubben .Age-Specific Reference Ranges for Prostate-Specific Antigen as a Marker for Prostate Cancer.eau-ebu update series 5 (2007) 38–48.

40-49 yaş için 0 - 2.5 ng/ml

50-59 yaş için 0 – 3.5 ng/ml

60 – 69 yaş için 0 – 4.5 ng/ml

70 yaş ve üzeri için 0 – 6.5 ng/ml

PSA, kanser dışında da bengin prostat hiperplazisi - BPH, prostat iltihabı (prostatit), cinsel ilişki sonrası, biyopsi sonrası, prostat rektal muayene sonrası, idrar yolu enfeksiyonu, idrar yolu girişimleri (sonda takmak) ve ameliyatları sonrası yüksek çıkabilir. Bu sebeple PSA’nın yüksekliği kanser olduğu anlamına gelmediği gibi düşüklüğü de kanseri ekarte etmek için yetersiz kalmaktadır.

PSA değeri normal sınırlarda olan her 5 hastadan 1’inde prostat kanseri tespit edilmektedir. Bu sebeple prostat kanserinin teşhisinde PSA değeri ile birlikte parmakla prostat muayenesi gündeme gelir. Bu muayene ile PSA değerine bakılmaksızın prostat kanseri varlığı hakkında bir fikir sahibi olmak mümkündür.

Bu tetkikler sonucu şüphelenilen hastalara prostat kanserinin teşhisi için bazı ilave tetkikler yapılabilir. Bu tetkikler şunlardır:

Multiparametrik MR

Prostat kanseri şüphesi olan hastalarda bu görüntüleme yöntemiyle 3 farklı parametre birlikte değerlendirilir ve prostatta kanser şüphesi olan odak tespit edilebilir. Bu parametrelerden birisinde (diffüzyon), vücudun hücre yoğunluğundaki artış tespit edilir. Kanserli hücreler daha yoğun olduğundan daha yüksek sinyal verirler.

Diğer parametre (perfüzyon) dokulardaki damarlanma yoğunluğu tespit edilir. Kanserli dokular daha çok kanlandığından damar yoğunlukları daha fazla olur ve sağlıklı dokudan ayırt edilebilir.

Bir diğer parametrede (spektroskopi) ise kanser dokusuyla sağlıklı dokuların kimyasal analizleri yapılır ve hücre yıkımına bağlı oluşan kolin oranlarına bakılarak dokular birbirinden ayrılır.

Multiparametrik prostat MR ile yukarda elde edilen parametrelerin skorlaması yapılarak hastada tümör olup olmadığı hakkında bilgiler elde edilir. Multiparametrik Prostat MR ile tümörün prostat kapsülünü aşıp aşmadığı ve olası lenf nodu sıçramaları tespit edilebilir. Ayrıca bu MR görüntüleri hastaya prostat biyopsisi yapılırken kılavuz görevi görür. Sonuç olarak kanserin kesin tanısı ancak biyopsi ile koyulur.

Prostat Biyopsisi

Mikroskop altında incelemek ve çeşitli testler yapmak amacıyla, vücudun herhangi bir kısmından doku ya da hücre parçası alınması işlemine biyopsi denir. Prostat biyopsisinde de prostatın farklı bölgelerinden örnekler alınır. Standart prostat biyopsisinde, lokal anestezi altında rektuma yerleştirilen özel bir cihaz yardımıyla prostattan rastgele parçalar alınır. Bu dokular içinde kanserli hücre olup olmadığına bakılır.

MR Füzyon Biyopsi

Bu yöntemde hastanın daha önce çekilen multiparametrik MR görüntüleri, prostat biyopsisi yapılan ultrason cihazına aktarılarak tümörün tam yeri belirlenebilmektedir.

Böylelikle klasik biyopsilerdeki gibi “rastgele” parça almak yerine “hedef gözeterek” direk şüpheli odaktan biyopsi yapılır. Tümörün ya da şüpheli odağın tam yeri bulunabildiğinden çok sayıda parça almak yerine bu yöntemle daha az örnek alınması yeterli olabilmektedir. Füzyon biyopsi uygulaması iki yöntemle yapılabilir. Bunlardan birisi perineal bölgede ciltten girilerek yapılan transperineal yöntemdir. Bu yöntem genel veya lokal anestezi ile yapılabilir.

Diğer yöntem ise rektumdan girilerek yapılan transrektal yöntemdir. Bu yöntem de lokal anesteziyle yapılabilmektedir.

Prostat Kanseri Tedavisi

Prostat kanseri tespit edildikten sonra tedavi, hastalığa bağlı faktörler (evresi, yaygınlığı) ve hastaya bağlı faktörler (genel durumu, yaşı, ek hastalıkları) göz önünde bulundurularak planlanır.

Prostat Kanserinin Ameliyat Dışında Tedavisi Mümkün Mü?

Prostat kanserinin tedavisi; ameliyat, radyoterapi, hormonoterapi şeklinde düzenlenebilmektedir. Hastanın içinde bulunduğu şartlar ve genel durumu göz önüne alınarak tedavi şekli belirlenir.

Prostat Kanseri Vakalarında Günümüzde Sık Kullanılan Tedavi Şekli Hangisidir?

Günümüzde prostat kanseri tarama testlerinin kullanımının artmasıyla erken evrede saptanabilmektedir. Çevreye yayılmamış erken evredeki (lokal) prostat kanserinde en sık kullanılan tedavi cerrahi tedavidir. Gereği halinde hormonoterapi veya radyoterapi ile kombine edilebilmektedir.

Aktif İzlem Prostat kanseri Evre 1’de yavaş ilerler, bazen hiç belirti vermez ya da sağlık şikayetlerine yol açmaz. Doktorunuz bu evrede PSA değeri, rektal muayene ve ultrason gibi yöntemlerle kanserin ilerlemesini takip eder. Aynı zamanda tümörün yayılma riski (skorlama) değerlendirilir.

Aktif izlemde amaç yavaş ilerleyen ve düşük riskli olduğu tespit edilmiş hastaların gerektiğinde tedavi şansını kaybetmeyecek şekilde yakından takip edilmesidir. Bu sayede bir grup hastanın gereksiz tedavi alması önlenmiş olur.

Nanoknife Nanoknife (nanonayf) yöntemi, klinik anlamsız tümör denilen küçük hacimli düşük riskli prostat kanserlerinin tedavisinde kullanılmaya başlanmıştır. Bazı karaciğer kanseri ve pankreas tümörlerinde de uygulanan bu yöntem, prostat kanserinin fokal tedavisinde de güvenle uygulanmaktadır.

Nanoknife ablasyonu için 3-4 tane özel elektrot, ultrason yardımı ile prostatta bulunan tümörün çevresine yerleştirilir ve bu elektrotlara sırayla çok yüksek dozda (3000 volt-50 amper gibi); ancak kısa süreli elektrik akımı verilir. Bu bölgede elektromanyetik bir alan oluşur ve hücre duvarı geçirgenliği kalıcı olarak artar. Bu şekilde tümör hücreleri canlılıklarını kaybederler.

Bu yöntem dokularda ısı değişikliğine sebep olmadığı için sinirlere ve üretraya yakın tümörlere de uygulanabilir. Bu yöntemle tedavi edilecek hastalar iyi seçilmelidir. Normalde aktif izlem yapılabilecek hasta grubuna kullanılabilecek bir tedavi yöntemidir.

Yapılan işlem sonrası prostatta sadece kanserli hücreler tahrip edildiğinden ilerleyen zamanda prostat dokusunun başka bir bölgesinden kanser gelişme riski vardır. Şayet böyle bir durum gelişirse hastaya küratif (cerrahi, radyoterapi) tedavi planlanır. Yani bu yöntem, küratif tedavi gerekebilecek hastalarda bu tedavinin olabildiğince ertelenmesini sağlamaktadır. Bu şekilde küratif tedavilerden doğabilecek bazı yan etkilerin de ertelenmesi amaçlanır.

Prostat Kanserinde Cerrahi Tedavi - Radikal Prostatektomi

Lokalize prostat kanserinin tedavisinde, cerrahi olarak prostatın çıkarılmasıdır. Bu cerrahiye radikal prostatektomi ameliyatı denir. Radikal prostatektomi operasyonu geçiren düşük dereceli tümöre sahip hastaların 10 yıllık hastalığa özgü sağ kalım oranları %90’ın üzerindedir.

Robotik Cerrahi Nedir? Robotik cerrahi, laparoskopik (kapalı) ameliyatların “da Vinci” isimli robot yardımıyla 3 boyutlu görüntü altında yapılmasıdır. Laparoskopik yapılabilen birçok ameliyat (ürolojik, genel cerrahi, kadın hastalıkları vb.) bu yöntemle yapılabilmektedir.

Robotik Cerrahide Cerrahın Fonksiyonu Nedir?

Robotik cerrahi denilince ameliyatın robot tarafından yapıldığı şeklinde yanlış bir kanı vardır. Oysa ameliyatı gerçekleştiren kişi robot değil cerrahın kendisidir.

Robotik Cerrahi ile Prostat kKanseri Ameliyatının Komplikasyonları Nelerdir?

Prostat dokusunun bulunduğu anatomik lokalizasyon, ereksiyonu ve idrar tutmayı sağlayan yapılara çok yakındır. Bu sebeple prostat cerrahisinin en önemli komplikasyonları ameliyat sonrası ereksiyon kaybı ve idrar tutamama (inkontinans)’dır.

Robotik cerrahi ile prostat ameliyatındaki asıl amaç prostatın geride kanserli doku bırakmayacak şekilde çıkarılması, cinsel fonksiyonların devamını sağlayan sinirlerin korunması ve prostat çıkarılırken idrar tutmayı sağlayan yapılara zarar verilmemesi olarak sıralanabilir.

Mesane ile prostat arasında bulunan bir anatomik planın ortaya koyulması ile robotik prostat ameliyatlarında “Mesane Koruyucu Teknik” tanımlanmıştır. Bu teknikle yapılan ameliyat sonrası hastalarda inkontinans oranları çok azalmıştır.

Robotik Cerrahinin Açık Ameliyattan farkı nedir?

Geleneksel açık cerrahi yöntemde hastanın göbek altından yaklaşık 15 cm’lik bir kesi yapılır. Açık ameliyatın hem hasta hem de cerrahi ekip için birçok zorluğu bulunmaktadır. Operasyondan sonra; "geç iyileşme süresi, uzun süre hastanede kalış, yara enfeksiyonu riski ve büyük bir yara izi " bu cerrahinin hasta adına zorlukları olarak sayılabilir.

Cerrahi alanın darlığı sebebiyle el hareketlerinin yetersiz kalması ve iyi bir görüş alanının sağlanamaması sebebiyle ameliyat sürelerinin uzun olması ve komplikasyon oranlarının artması ise cerrahi ekip adına sayılabilecek zorluklardır.

Robotik cerrahi, da Vinci adı verilen bir robotun hasta üzerine uygun şekilde yerleştirilmesi ve bu robotun kollarının, cerrah tarafından, konsol adı verilen kontrol ünitesinden yönlendirilmesi ile gerçekleştirilen bir ameliyat şeklidir. Genel prensipleri laparoskopik cerrahiye benzemektedir.

Robotik cerrahide kullanılan ameliyat kollarının ince yapısı, hareket kabiliyeti, titreşim engelleyici çalışma prensibi ve robotik sistemin gelişmiş görüntü sistemleri sayesinde prostat ameliyatı sırasında prostata yakın komşuluktaki yapılar daha rahat korunabilir olmuştur. Böylece ameliyat sırasında komplikasyon ihtimali aza inmekte, kan kaybı azalmakta ve ameliyat süresi kısalmaktadır.

Ameliyat sonrası ise ağrıda azalma, iyileşme süresinin kısalması, ilerleyen dönemde cinsel fonksiyonların kaybı ve sürekli idrar kaçırma gibi sosyal yaşantıyı büyük ölçüde etkileyen sağlık problemlerinin azalması gözlemlenmektedir.

Ameliyat hangi teknikle yapılırsa yapılsın, robotik cerrahi ile prostat kanseri ameliyatı sırasında da dikkat gerektiren aşamalar vardır.

Burada asıl amaç prostatın geride kanserli doku bırakmayacak şekilde çıkarılması, cinsel fonksiyonların devamını sağlayan sinirlerin korunması ve prostat çıkarılırken idrar tutmayı sağlayan yapılara zarar verilmemesi olarak sıralanabilir.

Mesane ile prostat arasında bulunan bir anatomik planın ortaya koyulması ile robotik prostat ameliyatlarında yeni bir teknik geliştirilmiştir. Literatüre "mesane koruyucu teknik" olarak giren bu yöntem ile hastalarda erken ve geç dönem idrar kaçırma (inkontinans) oranları çok azdır.

Radyoterapi

Radyoterapi (ışın tedavisi) kanser hastalığının iyonize radyasyon kullanılarak tedavi edilmesidir. Radyoterapinin amacı normal dokuya mümkün olduğunca az zarar vererek, kanserli hücreleri öldürmek veya bölünüp çoğalmalarını engellemektir.

Radyoterapi, cerrahi yöntemlere benzer şekilde lokal bir tedavi yöntemidir; etkisini de, yan etkisini de uygulandığı yerde göstermektedir. Lokalize prostat kanserinde radyoterapi, küratif bir tedavi yöntemi olarak kullanılmakla beraber, prostat komşu organlarına (lokal ileri) ve uzak organlara yayılmış (metastatik) hastalarda da palyatif (ağrı gibi şikayetlerin giderilmesine yönelik) ya da tümör yükü azaltma amaçlı tedavi olarak kullanılabilir.

Radyoterapinin Yan Etkileri Nelerdir? Radyoterapinin yan etkileri genellikle ilk günlerde değil, ilerleyen günlerde, doz arttıkça başlar. Her zaman meydana gelmeyeceği gibi kişilere göre de değişiklik gösterebilir.

Genel yan etkilerden bazıları;

  • Ciltte irritasyon (rahatsızlık)
  • Yorgunluk hissi
  • Erektil disfonksiyona (sertleşme bozukluğu)
  • inkontinansa (idrar tutamama) sebep olabilir. 
  • Sık idrara çıkma hissi ve idrarda kanama şeklinde görülebilir.

Kemo-Hormono  Terapi

Prostat kanserinin ilerlemiş safhalarında hastalık prostata sınırlı kalmayarak komşu dokulara ve uzak organlara yayılmış olarak tespit edilebilir. Buna prostatın ileri hastalığı denir. Hastalığın bu safhasında cerrahi yöntemler yetersiz kalacağından medikal tedavi tercih edilir.

Prostat dokusu erkeklik hormonu testosterona duyarlı bir organ olduğundan, hastalığın bu safhasında testosteron etkisini engelleyen ilaçlar (anti-androjen) kullanılır. Bu tedaviye hormonoterapi denir.

Bu tedaviye yanıtsız olan veya direnç kazanan hastalara ise kemoterapi planlanır. Bu şekilde ileri evre prostat kanseri olan hastaların da yaşam sürelerinin uzatılabildiği bilimsel çalışmalarla ortaya koyulmuştur.

Prostat Kanseri Nedenleri Nelerdir?

Prostat kanserinde en önemli risk faktörleri yaş ve aile öyküsüdür.

Yaş: Prostat kanserinin yaş ile görülme sıklığı artar. 70 yaş üzeri erkeklerin %50’sinde, 90 yaş üzerindekilerin de hemen hemen hepsinde mikroskobik düzeyde prostat kanseri tespit edilmektedir.

Erken teşhis için 50 yaşın üstündeki erkeklere prostat kanseri taraması öneriliyor.

Nedeni ise, yaş ilerledikçe prostat kanseri görülme sıklığının artması.

Gelişmiş ülkelerde prostat kanseri tanısı en çok 65 yaş üstü erkeklerde konuluyor. 45 yaşından önce görülen prostat kanseri, ender durum olarak tanımlanıyor

Aile Öyküsü: Prostat kanserinin başlangıç ve ilerlemesinde genetik ve çevresel faktörler de etkilidir.

Prostat kanserinin farklı ırklarda farklı oranlarda görülmesi ve ailesinde kanser öyküsü olanlarda daha sıklıkla görülmesi genetik faktörlerin etkili olduğunun göstergesidir.

Yapılan bir çalışmada, düşük prostat kanseri görülme sıklığı olan Asya ülkelerinden Amerika’ya göç edenlerde prostat kanserinin görülme sıklığının arttığı izlenmiştir. Bu sebeple diyet ve çevresel faktörlerin prostat kanseri gelişiminde rol aldığı düşünülmektedir. Fakat bu faktörlerin tam olarak ne olduğu bilinmemektedir.

Örneğin; sigaranın içinde bulunan kadmiyuma maruziyetin, doymuş yağdan zengin diyetin, obezitenin ve alkolün prostat kanseri riskini arttırdığını gösteren çalışmalar olsa da henüz tam olarak kanıtlanmış değildir.

Yine de bu çevresel faktörler, diğer kanser türlerinden olduğu gibi prostat kanserinden korunmak adına da göz önünde bulundurulmalıdır.

“Likopen“ içeren besinlerin yani koyu renkli meyve ve sebzelerin (domates, havuç gibi) prostat kanserinin görülme sıklığını azalttığını belirten çalışmalar mevcuttur.

Aynı şekilde soya fasulyesi ve Omega-3’den zengin diyetin de prostat kanseri riskini azalttığı gösterilmiştir.

Prostat Kanseri Evreleri

Prostat kanserinin tedavisi, tümörün derecesi ve tümörün evresine göre planlanır.

Tümör Derecesi:

Prostat biyopsisinde kanser saptanırsa, patolog tarafından kanserli doku değerlendirilir. En yaygın derecelendirme sistemi olan Gleason Skorlama Sistemi kullanılır. Sonuçlar, tümörün büyüme ve yayılma hızı hakkında fikir verir.

Düşük derece ya da düşük risk, tümörün yavaş büyüyeceğini ve yayılma riskinin az olduğu anlamına gelir.

Yüksek derece risk ise tümörün büyük ihtimalle hızlı büyüyeceği ve vücudun diğer bölgelerine yayılabileceğini belirtir.

Prostat Kanserinin Evreleri

Prostat kanserinde evreleme, tümörün prostatta ve çevresinde ne kadar yayıldığına bağlı olarak yapılır. Bu evreleme yapılırken şunlar göz önüne alınır.

Tümörün Boyutu

Tümörün prostatın içinde ya da çevresindeki yayılımı

Kanserin lenf nodlarına yayılıp yayılmadığı

Vücudun diğer bölgelerine yayılım durumu (metastaz)

Evre 1

İlk evrede tümör sadece prostat içindedir. Tümör, rektal muayene ile hissedilemeyecek derecede küçüktür.

Evre 2

2. evrede tümör prostatın içine doğru ilerlemiştir ama çevresinde yayılmaz. Bu evrede tümör rektal muayene ya da görüntüleme yöntemleri (MR) tespit edilebilir.

Evre 3

Üçüncü evrede tümör prostat kapsülünün ötesine ve çevresindeki dokulara (sperm kesesi gibi) yayılmıştır.

Evre 4

Dördüncü evrede kanser prostatın çevresindeki diğer dokulara yayılır (metastaz yapar). Bu evrede genellikle lenf nodlarına, kemiklere, karaciğere ya da akciğerlere yayılım olabilir.

Prostat kanserinin derecesini saptamak, uygun tedavinin uygulanması ve hastalığın seyrini takip etmek açısından çok önemlidir.

Prostat Biyopsisi

Prostat biyopsisi prostat kanseri teşhisi koymada ve tümörün hızlı ve agresif seyredip seyretmediğini belirlemede kullanılır.

Standart Prostat Biyopsisi

Prostat incelemesinde Transrektal (makat yolu ile) ultrason, karından yapılan ultrasona göre daha hassastır. Fakat rutin incelemelerde rektal muayene daha önemlidir, bu nedenle rutin muayenede kullanılmaz.

Transrektal ultrasonun üroloji doktorları tarafından en önemli kullanım alanı prostat biyopsisidir.

PSA, yaşa göre eşik değerlerin üstünde olduğunda veya parmakla muayenede bir anormallik saptandığında, biyopsi yapılması gerekiyor. Prostat biyopsisi makat yolu ile özel bir ultrason eşliğinde, otomatik biyopsi iğneleri ile yapılıyor. Biyopsi; genelde lokal anestezi eşliğinde, ayaktan yapılan bir işlem.

Günümüzde kabul görmüş prostat biyopsi şemaları, en az 12 adet parçanın alınmasını gerektiriyor. Buna ek olarak; eğer muayenede veya ultrasonda şüpheli bir alan varsa bu bölgeden de parça alınıyor.

Bu işlem esnasında ultrason kılavuzluğu, biyopsinin istenilen bölgelerden alınmasını sağlıyor. PSA yüksekliğinin sebebi aydınlatılamazsa, PSA yükselmeye devam ederse veya prostat biyopsisi sonucu şüpheli olursa biyopsiyi tekrar etmek gerekebiliyor.

Prostat Nedir?

Prostat, erkeklerde bulunan ve mesane (idrar kesesi) çıkışına yerleşmiş bir organdır.

Normalde 20 gr. civarı bir ağırlığa sahip olan bu doku özellikle 40 yaşından sonra büyümeye başlar.

Hem iyi huylu hem de kötü huylu prostat hastalıkları sıklıkla görülen hastalıklardır.

Orta yaş üstündeki erkeklerin yarısından fazlası prostatla ilgili bir hastalığa sahip olabilir. Prostat hastalıkları; prostatın iyi huylu büyümesi yani benign prostat hiperplazisi (BPH), prostat kanseri ve prostat iltihabı (prostatit) şeklinde sınıflandırılabilir.

Prostat Nasıl Anlaşılır?

Prostat büyürken idrar yolunu tıkayarak idrar akışını engellemeye başlar. Tıkanıklığın derecesine bağlı olarak erkeklerde idrar yapmayla ilgili bazı şikayetler görülür.

Bu şikayetlerle başvuran hastalarda erken ve doğru teşhis önemlidir. Çünkü bu şikayetler prostat iltihabı (prostatit) ve prostat kanserinde de görülebilmektedir. Bununla beraber hiçbir şikayeti olmayan hastalarda da prostat kanseri tespit edilebilmektedir. Yani prostatla ilgili hastalıkların tanısında sadece şikayetler yeterli olmamaktadır.

Bu sebeplerden dolayı 45 yaşından sonra tüm erkek hastaların, şikayetlerin oluşmasını beklemeden prostatla ilgili kontrol yaptırması önemlidir. Bu şekilde yapılacak bazı tetkik ve tahlillerle, kişinin prostat hastalığı ile ilgili bir öngörüde bulunmak mümkündür.

Bu tahlillerden en önemlisi kanda bakılan Prostat spesifik anitjen (PSA)’dır. Bu tahlille prostat hastalığının kanserle ilişkisi bulunabilir ve erken tanı konulması sağlanabilir.

Prostat Belirtileri Nelerdir?

Prostat belirtileri dediğimizde çoğunlukla prostat büyümesine bağlı olanlar akla gelir. Prostat kanseri ve prostat iltihabında farklı belirtiler görülebilir.

Prostat Büyümesi (BPH) Belirtileri:
  • İdrar akım şiddetinin azalması,
  • İdrarı başlatmakta güçlük yaşanması,
  • İdrar yaparken kesinti olması,
  • İdrarı tam boşaltamama hissi,
  • Sık sık idrara çıkma hissi,
  • Ani sıkışma atakları,
  • İdrar kaçırma,
  • İdrarda çatallanma ve gece idrara çıkma.
  • Prostatla sınırlı (lokalize) prostat kanseri belirtileri:

Genellikle herhangi bir belirti vermemekle beraber bazı durumlarda aşağıdaki belirtiler görülebilir.

  • İdrar yaparken yanma,
  • İdrar yaparken zorlanma,
  • İdrarda kanama,
  • Semende kanama.
  • İleri evrede prostat kanserinin başka bölümlere sıçraması nedeniyle kemik ağrıları ve kemik kırıkları görülebilir.
Prostatit -Prostat İltihabı Belirtileri:

Prostat iltihabı belirtileri, bu hastalığın çeşitlerine göre değişmektedir. Akut Bakteriyel Prostatit'te;

  • Ateş,
  • Üşüme,
  • Titreme,
  • İdrar yaparken ağrı ve yanma

Kronik Bakteriyel Prostatit'te;

  • Sık idrara çıkma isteği,
  • İdrarda yanma ve idrarı yaparken zorlanma,
  • Cinsel isteksizlik

Kronik Pelvik Ağrı Sendromu'nda;

  • Yorucu belirtiler ve ağrılar,
  • Anksiyete ve depresyon gibi psikolojik durumlar,
  • Asemptomatik Enfamatuar Prostatit'te hasta herhangi bir belirtiye sahip olmaz.

Prostat Muayenesi Nasıl Yapılır?

Prostat hastalıklarında fizik muayene çok değerlidir. Özellikle rektal muayene prostat hastalıkları hakkında oldukça yol gösterici bulgular sağlar. Hastalar tarafından zor bir muayene olarak bilinir, hatta prostat şikayetleri olan hastaların bir kısmı sırf bu muayeneden çekindikleri için doktora başvurmak istemezler.

Oysa sanıldığı kadar zor bir muayene değildir. Eldiven üzerine kayganlaştırıcı jel sürülerek rektuma işaret parmağı yerleştirilir ve hekimin yaptığı inceleme çok kısa sürer. Bu muayene ile prostatın kıvamı, yüzeyinin düzenli olup olmadığı ve toplam hacmi hakkında değerli bilgiler sağlanır.

Prostat Nasıl Tedavi Edilir?

Prostat hastalıklarının tedavisi, hastalığın iyi huylu ve kötü huylu olmasına ve nasıl bir seyir izlediğine göre değişir.

Prostat büyümesi (BPH) tedavisi ilaç ve prostat ameliyatı ile yapılır.

Bu hastalık, içeride kalan idrar nedeniyle enfeksiyonlara ve böbrek fonksiyonlarında bozulmaya yol açabilir. Hastanın yaşam kalitesini oldukça düşürür. Bu nedenle prostat büyümesi tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır.

Prostat büyümesinin tedavisine kullanılan bazı prostat ilaçları mevcuttur. Her ilaç kullanımında olduğu gibi bu ilaçların da bazı yan etkileri vardır.

İlaç tedavisine başlanan hastaların büyük kısmına ilerleyen dönemde prostat ameliyatı gerektiği gösterilmiştir.

Prostat ameliyatı; klasik cerrahi (TUR-P ve Açık Prostatektomi) ve lazerli prostat ameliyatı (Greenlight lazer ve Holmium Lazer - HOLEP gibi) şeklinde uygulanabilir.

Acıbadem Hastaneleri, Prostat Hastalıkları Tanı ve Tedavisinde uygun hastalara, kapalı olarak gerçekleştirilen ve tüm prostat boylarına uygulanabilen HOLEP ameliyatı uygulanmaktadır.

Prostat kanseri tedavisi teşhis konulduktan sonra hastalığa bağlı faktörler (evresi, yaygınlığı) ve hastaya bağlı faktörler (hastanın genel durumu, yaşı, ek hastalıkları) göz önünde bulundurularak planlanır.

Prostat kanseri tedavisinde

  • Nanoknife (nanonayf),
  • Cerrahi tedavi (Radikal Prostatektomi yani prostatın çıkarılması),
  • Radyoterapi,
  • Kemo-hormono terapi yöntemleri kullanılır.

Prostat kanserinde yapılan ameliyatlarda Robotik Cerrahi kullanılarak ameliyattaki komplikasyon ihtimali, kan kaybı aza inmekte ve iyileşme süresi kısalmaktadır.

Mesane ile prostat arasında bulunan bir anatomik planın ortaya koyulması ile robotik prostat ameliyatlarında yeni bir teknik geliştirilmiştir. Literatüre "mesane koruyucu teknik" olarak giren bu yöntem ile hastalarda erken ve geç dönem idrar kaçırma (inkontinans) oranları çok azdır.

Prostatit (Prostat İltihabı) tedavisi iltihabın yerleşim yeri ve derecesine göre değişir. Buna bağlı olarak Prostatit hastalığının 4 farklı türü ve ayrı tedavi yöntemleri vardır:

Akut Bakteriyel Prostatit antibiyotik, ağrı kesici ve ateş düşürücü ile tedavi edilebilir.

Kronik Bakteriyel Prostatit uzun süreli kullanılan antibiyotikler ve antienflamatuar ilaçlar ile tedavi edilebilir.

Kronik Pelvik Ağrı Sendromu’nda uzun süreli kullanılabilen antibiyotikler, antienflamatuar ajanlar ve antikolinerjikler faydalı olabilir. Prostat masajı, standart tedavi yöntemlerinden yararlanamayan hastaların tedavisinde denenebilir.

Asemptomatik Enfamatuar Prostatit ise tedavi gerektiren bir durum değildir.

Prostatit

Prostat mesanenin altında, rektumun önünde yerleşmiş üreme sisteminin önemli bir organıdır.

Prostatit (prostat iltihabı), prostat bezinin iltihaplanmasıdır. Acı ve rahatsızlık verici olabilir ancak tedavisi vardır.

Prostat iltihabının bir tipinde tedavi gerekmezken, diğer tiplerinde ilaç tedavisi ile iltihabın giderilmesi amaçlanır.

Prostat iltihabı (prostatit), 50 yaş altındaki erkeklerde en sık görülen prostat hastalığı iken 50 yaş ve üzeri erkeklerde prostat büyümesi (BPH) ve prostat kanserinden sonra üçüncü sırada görülen prostat hastalığıdır. Bu yaş grubunda görülme sıklığı yaklaşık olarak %10 ‘dur.

Prostatit ileride kansere dönüşür mü?

Prostatit (prosat iltihabı) kişinin prostat kanseri olunduğu anlamına gelmez, ayrıca prostat büyümesinden de farklıdır.

Bir dokuda gelişen enfeksiyon ve buna bağlı oluşan bazı reaksiyonların bazı kanser türlerinde tetikleyici faktörler olduğu bilinmektedir.

Prostat kanserinin zemininde de daha önce geçirilmiş enfeksiyonlar bir risk faktörü olarak kabul edilse de geçirilmiş prostatitin prostat kanserine sebep olduğu yönünde kanıtlanmış çalışma bulunmamaktadır.

Prostatit (prostat iltihabı) çeşitleri:

ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü tarafından (NIH) 1998 yılından itibaren akut bakteriyel prostatit, kronik bakteriyel prostatit, kronik pelvik ağrı sendromu (tip 3 kronik prostatit) ve asemptomatik enflamatuar prostatit olmak üzere dört gruba ayrılırlar.

Bunların içerisinde en sık (%95) kronik pelvik ağrı sendromu (KPAS) – kronik prostatit olarak bilinen tip 3 kronik prostatit görülmektedir.

Prostatit cinsel fonksiyon bozukluğuna (iktidarsızlığa) sebep olur mu?

Hayır. Prostatit cinsel fonksiyon bozukluğuna (iktidarsızlığa) sebep olmaz fakat hastanın sahip olduğu semptomların derecesine bağlı olarak hastada cinsel isteksizlik görülebilir.

Bu isteksizliğin en önemli sebeplerinden birisi prostat iltihabının özellikle ilk evrelerinde boşalma sırasında ağrı ve yanma görülmesidir. Hasta bu ağrıdan çekindiği için cinsel ilişkiye girmek istemeyebilir. Ama bu durum geçicidir.

Prostat iltihabının Belirtileri Nelerdir?

Prostat iltihabında görülebilecek belirtiler şunlardır:

  • Leğen kemiğinde, penisde, belde ve kalçada ağrı
  • İdrar yaparken ağrı
  • Sık idrara çakma
  • idrar yapmada zorluk
  • Boşalma sırasında ağrı
  • Bacak arasında ağrı (özellikle uzun süre oturmadan sonra)
  • Prostat iltihabının dört farklı çeşidine göre bu belirtiler farklılık gösterebilir.

Prostatit Tedavisi

Prostat iltihabının tedavisinde, hastalığın akut (ani) ya da kronik (tekrarlayan) yapıda olmasına bağlı olarak değişir.

Akut Bakteriyel Prostatit

Prostatın akut iltihabı seyrek görülmekle birlikte son derece ciddi bir durumdur.

Akut bakteriyel prostatitin en sık görülen belirtileri:
  • Ateş,
  • Üşüme,
  • Titreme,
  • idrar yaparken ağrı ve yanma,
  • idrar yapma güçlüğü,
  • incelmiş idrar akımı,
  • Mesaneyi tam boşaltamama hissi,
  • Sık ve acil idrar yapma ihtiyacı,
  • idrarda kan görülmesi,
  • Boşalma sırasında ağrı.

Bu tip prostati’ten çoğu zaman üriner sistem ve kalın bağırsaklarda bulunan bakteriler sorumludur.

Akut bakteriyel prostatit ciddi bir klinik durumdur. Bu nedenle bu şikayetlere sahip kişilerin vakit kaybetmeden doktora başvurmaları önerilir.

Tedavisinde antibiyotikler ve ağrı kesici, ateş düşürücü kullanılır. Semptomların şiddetine göre hastanede yatarak tedavi gerektirebilir.

Kronik Bakteriyel Prostatit

Üç ay veya daha uzun süren bakteriyel prostat enfeksiyonu olarak tanımlanabilir. Akut prostatite göre daha sık görülen bir durumdur.

Kronik bakteriyel prostatitin nedeni açık değildir. Üriner sistemdeki bakterilere, mesane veya kan enfeksiyonuna bağlı olabilir.

Prostat bezinde oluşabilen taşlar veya prostattaki yapısal kusurlar da prostatite neden olabilir. Enfeksiyon, travma ya da üriner sisteme yapılan bazı işlemler sonucu oluşabilir.

Akut prostatitin aksine belirtiler daha yavaş ve sessiz gelişir.

Kronik bakteriyel prostatit belirtileri:
  • Sık idrara çıkma isteği,
  • idrarda yanma,
  • idrarı yaparken zorlanma
  • Cinsel isteksizlik
  • Boşalma sırasında ağrı
  • Bağırsaklarda gerilme hissi
  • Makat bölgesi ve testislerde ağrı.
  • Ateş ise beklenen bir durum değildir.

Kronik bakteriyel prostitin tedavisinde antibiyotikler ve antienflamatuar ilaçlar uzun dönem kullanılmalıdır.

Asemptomatik Enfamatuar Prostatit

Herhangi bir belirtiye sebep olmaz. Bu prostatit çeşidi, prostat büyümesi ya da prostat kanseri sebebiyle ameliyat olanlarda ameliyat spesmeninde ya da prostat biyopsi örneğinde tesadüfen bulunan prostatit şeklidir.

Tedavi gerektiren bir durum değildir.

Kronik Prostatit – Kronik Pelvik Ağrı Sendromu Nedir?

Kronik non-bakteriyel prostatit ya da Kronik Pelvik Ağrı sendromu olarak adlandırılan bu tür, erkeklerde en sık görülen prostatit (prostat iltihabı) türüdür. Aynı zamanda “kronik non-bakteriyel prostatit” olarak bilinir.

Prostatın belirli bir bakteriye bağlı olmaksızın iltihaplanmasıdır.

Halsiz bırakan yorucu belirtiler ve ağrılar üç ay veya daha uzun süre devam eder. Genellikle anksiyete ve depresyon gibi psikolojik durumlarla birlikte görülür.

Kronik prostatit belirtileri:
  • Penis, testisler, anüs, karnın alt kısmı ve belde ağrı
  • İdrar sırasında ağrı
  • Sık idrara çıkma
  • Acil idrara çıkma istediği (özellikle gece)
  • Prostat muayenesinde prostatta büyüme ya da hassaslık fark edilmesi
  • Sertleşme sorunu, boşalma sırasında ağrı ya da cinsel ilişki sonrası ağrı

Kronik prostatit testleri yapıldığında; idrar, meni, prostat salgısından alınan kültürlerde bakteriyel enfeksiyonun kesin kanıtı bulunamaz. Bu nedenle bu prostatit tipinin tanı ve tedavisi zordur.

Kronik prostatit tedavisinde amaç, belirtilerin azaltılmasıdır. Çoğu zaman tedavi ile şikayetler zamanla azalmaktadır.

Kronik Prostatit Tedavisi

Kronik prostatit tedavisinde, uzun süreli kullanılabilen antibiyotikler, antienflamatuar ajanlar ve antikolinerjikler faydalı olabilir. Kas gevşetici ajanlardan fayda gören bir hasta grubu vardır.

Prostatit tedavisinin en eski yöntemlerinden birisi olan prostat masajı da standart tedavi yöntemlerinden yararlanamayan hastaların tedavisinde denenebilir. Yineleyen prostat masajının intraprostatik kanalları açtığı, dolaşımı düzelttiği ve antibiyotiklerin dokuya geçişini iyileştirdiği öne sürülmektedir.

Prostat Masajı Nedir?

Prostatit iltihabı olan ve uzun süredir bu durumu yaşayanlar için ek tedaviler önerilebilir. Bunlardan biri de prostat masajıdır. Güçlü bilimsel kanıtlar olmasa da bazı hastaların bu tedavilerden yarar gördüğü bilinmektedir.

Prostat masajı doktor tarafından ya da kişinin kendisi tarafından yapılabilir. Masaj ile prostat dokusundaki salgıların boşaltılması, bu sayede ödem ve iltihabi durumun azaltılması hedeflenir.

Acıbadem Web ve Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır. Güncellenme Tarihi: 29 Kasım 2022 Salı Yayımlanma Tarihi: 25 Haziran 2019 Salı

Benzer İlgi Alanları

Hastaneler

Sıralama Türü:

Tıbbi Birimler

Doktorlar

Medikal Teknolojiler

Prostat Hastalıkları Tanı ve Tedavisi biriminde yer alan tüm medikal teknolojik cihazlarımızı görüntülemektesiniz.

İletişim

Güvenlik Kodu

KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU

Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.

1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları

Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:

Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:

İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.

2. Kişisel Verilerin Aktarılması

Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.

3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi

Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;

Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.

4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız

Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;

Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.

5. Veri Güvenliği

Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.

6. Şikayet ve İletişim

Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;

Kanun kapsamındaki taleplerinizi, https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.

YUKARI
İçindekiler
Size ulaşmamızı ister misiniz?