Yazı İçeriği

Beyin sağlığı için düzenli beslenme ve uyku

Spor olmazsa olmaz

Deri rengi soluklaşır

Sigaradan uzak durun, egzersiz yapın

Kalp sağlığının temeli 20’li yaşlarda atılır

Tansiyon, kolesterol, şekere dikkat!

Kalp sağlığı için salata, balık, meyve...

Düzenli jinekolojik muayene şart

35 yaş üzeri gebelikteki riskler

Kendi kendine elle meme muayenesi

Sağlıklı yaşlanmak için bunları yapın

30'lu yaşlar insan hayatında bir dönemeç niteliği taşıyor. İleri yaşlardaki sağlığımızın niteliği, kalitesi, standardı da aslında bu yaşlarda günlük yaşantımızdaki alışkanlıklarımıza paralel şekillenmeye başlar. 30'lu yaşlarda beyin sağlığından cildimize, kalbimizden kadın sağlığına dek öneriler:

Beynimiz doğumdan itibaren çok hızlı gelişim gösterir. Hem ağırlığı hem de kabiliyetleri hızla artar. Bu hızlı gelişim 18-20 yaşlara kadar devam eder, daha sonra beyin fonksiyonlarında azalmalar başlar. Bu yıllar geçtikçe hızlanmaya başlar. Eskiye göre daha unutkan olduğumuzu, yeni şeyler öğrenmekte zorluk çekmeye başladığımızı, beyin aktivitesinin bir yansıması olan bazı fiziksel becerilerde gerilemeye başladığımızı fark ederiz. Hem genel vücut sağlığımız hem de doğal olarak beyin sağlığımız için belirli aralıklarla birtakım kan testlerini yaptırmamız büyük önem taşır. Çünkü çeşitli hastalıklar (enfeksiyonlar, diyabet, tiroit, kansızlık, kan yağlarındaki artışlar gibi) beyin aktivitelerini doğrudan kötü yönde etkiler. Bu nedenle “Ben gencim, bana bir şey olmaz” demememiz ve genel sağlık kontrollerimizi düzenli yaptırmamız gerekir. Beyin sağlığının kontrolü için beyin tomografisi veya MR çektirmeye gerek yok. Ancak doktorumuz ailevi veya kalıtımsal bir hastalıktan şüpheleniyorsa bu tip tetkikleri ister.


Beyin sağlığı için düzenli beslenme ve uyku

Beslenme düzeni aslında doğumdan itibaren dikkat edilmesi gereken bir konu. Yani “çocukken ve gençlikte istediğim gibi besleneyim, sonra dikkat ederim” düşüncesi doğru değil. Çünkü çocukken atılacak yanlış temeller ileri yaşlardaki beyin sağlığını çok kötü etkileyebilir. Eğer sağlıklı beslenmiyorsak bunu derhal değiştirmek, sebze ve meyveden zengin beslenmek, protein ihmal etmemek çok önemlidir.

Sağlıklı bir genç erişkinin günde 7-8 saat uyuması şart. Ancak uyku süresi kadar uykunun ne zaman uyunduğu da önemlidir. Yani 23.00'de yatıp sabah 07.00'de kalkmak, saat 02.00'de yatıp sabah 10.00'da kalkmaktan çok daha sağlıklıdır. Vücudumuzun hormonal sistemleri önemli oranda saatlik dalgalanmalar gösterir.

Spor olmazsa olmaz

Beyin sağlığında spor olmazsa olmaz. Spor; beyne giden oksijeni artırır, beynimiz daha iyi ve verimli çalışır. Fiziksel ve ruhsal olarak kendimizi çok daha sağlıklı hissederken zorluklarla mücadele gücümüz de artar. Spor dendiğinde aklımıza yürüyüş, yüzme gibi herkesin hergün yapabileceği sporlar gelmeli. Zevk alarak yapılacak her tür spor beyin sağlığı için de yararlı. Ve çok önemli bir başka konu. Eğer sigara kullanıyor ve hala vedalaşamadıysanız siz siz olun bir an önce sigarayı bırakın. Alkolü olabildiğince azaltın. Yaşamınıza hareket katın çünkü hareketsiz bir yaşam hastalıklara ve beynin erken yaşlanmasına davetiye çıkarır.

Beyni zinde tutacak uğraşılar edinin. Bol kitap okumak, problem çözmek, satranç, briç oynamak ve yabancı dil öğrenmek beyni çalıştırmak için yapılabilecek aktivitelerdir. Beyin çok çalıştığı için yorulmaz, eskimez. Beyni eskiten beslenme hataları, kötü alışkanlıklar, spor yapmamak ve beyni bilgilerle beslememektir.

Deri rengi soluklaşır

Cildimizle yüzleştiğimiz yaşlar otuzlar. Daha önce cildimizde hiç fark etmediğimiz şeyleri görmeye başlarız. Hücre döngüsünün yavaşlamasıyla deri rengi daha soluk bir hal alır. Bu yaşlarda cilt sağlığımız için yeni molekülleri hayatımıza sokmak gerekir. Hücre döngüsünü ( turnover) hızlandırmaya yönelik haftanın 4-5 akşamı retinoidli kremler kullanmak kaybolan elastikiyeti artırır, çizgileri azaltır. Eğer aşırı hassas bir cilde sahipseniz ve retinoidli ürünleri kullanamıyorsanız glikolik asit veya laktik asit gibi güçlü eksfoliyanları kullanabilirsiniz. Antioksidanlar serbest radikaller dediğimiz derinin UV, alerjen, irritanlar gibi çevresel faktörlerle temasıyla oluşan zararlı moleküllerle savaşır. Bunlardan en önemlileri C ve E vitaminidir. Yeşil çay ve selenyumun da faydalı olduğu son yıllarda gösterilmiştir. Beslenme alışkanlıklarımızda ve kullandığımız nemlendirici ve güneş koruyucularda bunların bulunmasına özen göstermek önemli.

Sigaradan uzak durun, egzersiz yapın

5 saatten az uyku deri yaşlanması üzerinde de olumsuz etkiye sahip. Genç ve sağlıklı bir cilt için düzenli egzersizin önemi de yadsınamaz. Sigaradan uzak durmak, güneşten korunmak, cildimiz için uygun ürünleri kullanmak, sağlıklı beslenmek, stresi azaltmak da otuzlarımızda daha sağlıklı ve genç bir cilde sahip olmak için olmazsa olmazlarımızdan. 30'lu yaşlardaysanız çoklu benleriniz varsa veya aile ve/ veya kişisel öykünüz pozitifse ben haritalanması ve deri kanseri taraması yaptırmak önemli.

Kalp sağlığının temeli 20’li yaşlarda atılır

Kalp hastalıkları 40 yaş sonrasının hastalığı olarak tanımlansa da, 30’lu yaşlarda gelişen kalp hastalıkları oranı hızla artıyor ve 30 yaş öncesi kalp krizlerine her geçen gün daha sık rastlanıyor. Kapak hastalıkları ve ritim bozuklukları bu dönemde en sık rastlanan kalp hastalıkları şekli. Oysa ki kalp damarlarında oluşan yağlanmanın 20’li yaşlardan itibaren başlangıç gösterdiği anlaşılmıştır. Özellikle ailesinde erken yaşta kalp krizi gelişen, ailesel kolesterol yüksekliği olan, ailede nedeni bilinmeyen erken yaşta ani ölüm gelişen, ailede özellikle tip 1 diyabet olan kişilerin 20’li yaşlardan itibaren sağlıklı yaşam için gerekli tedbirleri almaları ve kan şeker ve kolesterol düzeylerini ölçmeleri önemlidir. 20’li yaşlardaki kişilerin çoğunluğunda düzensiz beslenme ve uyku bozuklukları görülür. Bunların sonucunda kolesterol yüksekliği, mide problemleri ve genel yorgunluk sık gözlenir. Kalpte ise bu dönemde en sık rastlanan şikayet çarpıntıdır. Özellikle çocukluk çağında sık sık boğaz enfeksiyonu geçirenlerin, zayıf yapılı ve tansiyonu düşük olanların kapak hastalığı açısından kontrolden geçmeleri önemlidir.

Tansiyon, kolesterol, şekere dikkat!

30-40 yaş aralığı vücudumuza sağlıklı yaşam alışkanlıklarını kazandırmamız için son fırsat dönemidir. Bu yaşlarda yoğun iş temposu ve hareketsiz yaşam nedeniyle kilo alımı sık izlenir. Yüksek tansiyon ortaya çıkmaya başlar. Ailesel kalp hastalığı olan kişiler bu dönemde kalp krizi için ciddi risk altındadır. Bu dönemde gelişen kalp krizlerinin ölümcül olma riski yüksektir. Gizli kalmış kapak rahatsızlıkları yine bu dönemlerde bulgu vermeye başlar. Bu dönemde mutlaka kolesterol, şeker, karaciğer ve böbrek fonksiyonları, ürik asit, kansızlık parametrelerini kapsayan genel kan tetkiklerine bakılmalıdır. Özellikle 35 yaş üstü hamilelerde yüksek tansiyon, kapak hastalığı ve obezitenin getirdiği ek yükler daha sık izlenir ve hamilelik sürecin daha zor geçer. Riskli gebeliklerde kardiyoloji ile takım çalışması anne- çocuk sağlığı için çok önemlidir.

Kalp sağlığı için salata, balık, meyve...

Sigaradan uzak durmak, salata ile birlikte haftanın iki günü balık iki günü de yağlarından ayrılmış et tüketmek, her gün 2 porsiyon meyve yemek kalp sağlığı için önemli. Çoğunluğu su olmak üzere günlük en az 1,5 litre sıvı tüketimi dolaşımı güçlendirir ve çarpıntı sıklığını azaltır. 7 saat kaliteli uyku ve düzenli egzersiz de kalbimiz için en çok fayda sağlayan alışkanlıklar arasında yer alır.

Düzenli jinekolojik muayene şart

30’lu yaşlarda kendinizi birkaç yıl öncesine göre hiç de farklı hissetmeyebilirsiniz ama vücudunuz yavaş yavaş bazı değişimler yaşamaya başlayabilir. Stres, yanlış alışkanlıklar, çevre faktörleri ve sağlıksız beslenme nedeniyle bir takım sağlık risklerine maruz kalma olasılığı da artar. Kadınlar açısından 30’lu yaşlarda dikkat edilmesi gereken ana konuları şöyle sıralayabiliriz:

Sağlıklı bir kiloya sahip olup bunu korumak, cilt sağlığını koruyabilmek, üreme ile ilgili konularda sağlıklı seçimler yapmak, kemik erimesine karşı korunmak, stresi azaltmak, yıllık olağan kadın sağlığı takiplerini sürdürmek. Düzenli yıllık sağlık kontrolleri 30 yaşından sonra daha da önem kazanır. Birçok kadının 30’lu yaşlarda vücut ağırlıkları az da olsa artar ya da metabolizmaları yavaşlamaya başlar. Hem vücut ağırlık artışının önlenmesi hem metabolizmanın hızlanması hem de vücut direncinin artması açısından düzenli spor bu yaşlarda daha da önem kazanır. Sağlıklı beslenme ve işlenmiş gıdalardan hazır durmak da önemli. Kemik erimesi bu yaşlarda temeli atılan bir sorun olduğundan kalsiyumdan zengin beslenmek ve egzersiz yapmak faydalı.

35 yaş üzeri gebelikteki riskler

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de artık çoğu kadının ilk anne olma yaşı 30’lu yaşların üzerine çıktı. 35 yaş ve üzerinde gebelik açısından bazı riskler ortaya çıkar. Down sendromu gibi bebeği ilgilendiren bazı kromozom hastalıklarının görülme sıklığı anne yaşı ile birlikte artar. Düşük ve erken doğum oranlarında da artış yaşanır, ileri yaş gebeliklerinde yapılan tarama tetkiklerinde ve takiplerde bazı farklılıklar olabilir. İlerleyen anne yaşı ile birlikte, yumurta kalitesinde veya sayısında azalmaya bağlı olarak, yardımcı üreme tekniklerinin kullanımı gündeme gelebilir. Henüz gebelik planlamayan fakat 35 yaşında ya da üzerinde olanların da, doğurganlık ve korunması açısından jinekologlarıyla görüşmeleri ve bireysel değerlendirilmeleri önem kazanır.

Kendi kendine elle meme muayenesi

Kadınlarda görülen miyom gibi rahime ait iyi huylu urlara da bu yaş grubunda sık rastlanır. Gebelik sırasında yaşam kalitesini düşüren basur yani hemoroidler, idrar tutamama, bacak varisleri, bel ve kas ağrılarının görülme sıklığı da 30’lu yaşlardan sonra artar. 30’lu yaşlarda her kadının, jinekolojik açıdan düzenli yıllık kontrol yaptırması çok önemli. Bu kontrol esnasında yapılması gereken testler, bireysel olarak değerlendirilerek, kişinin sağlık durumu, aile hikayesi ve muayene bulguları göz önünde bulundurularak düzenlenmeli. Yıllık rahim ağzı kanser tarama testi olan smear testi de ihmal edilmemeli. HPV yani sigil virüsü ile karşılaşıldı mı, aşılama yapılabilir mi diye doktorunuzla görüşmeniz gerekli. Aylık olarak kendi kendine elle meme muayenesi de önemlidir. Şüpheli kitle ya da ağrı gibi durumlarda mutlaka doktora başvurulmalı. 35 yaş üzerinde ultrason ile (ve bazı gerekli hallerde mamografi ile) klinik meme muayenesi yapılmalı. Bütün bunların yanı sıra stres faktörünün azaltılması için neler yapılabileceği değerlendirilmeli, stresi yönetebilme yolları öğrenilmeli, yaşam tarzı gözden geçirilmeli.