Yazı İçeriği

Kök hücre kendini yenileyebiliyor

Erken tanı, tedavi başarısını arttırıyor

Mezenkimal kök hücre kullanılıyor

Birçok göz hastalığının tedavisinde kullanılabiliyor

Düzenli göz kontrolünüzü ihmal etmeyin...

Görme, hayat kalitemizi etkileyen en önemli duyumuz desek, herhalde yanlış olmaz! Öyle ki yapılan araştırmalara göre, görme kayıplarının hayat kalitesine etkisi kanser hastalıklarından bile daha fazla. Buna rağmen herhangi bir sorun olmadan bu organların sağlığı pek de önemsenmiyor. Kişilerin göz hastalıkları uzmanına başvurma nedenleri değerlendirildiğinde ilk sırada görme bozukluklarının yer aldığını belirten Acıbadem Kayseri Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ayşe Öner, “Görme bozukluklarının büyük kısmı gözlük kullanımıyla düzeltilebiliyor. İleri yaşlarda görülen katarakta bağlı görme bozuklukları da ameliyatla tedavi edilebiliyor. Retina hastalıklarından kaynaklanan daha ciddi görme kayıplarında ise farklı tedavilere ihtiyaç duyuluyor” diyor.


Kök hücre kendini yenileyebiliyor

Retina hastalıklarının bir kısmı, son yıllarda uygulanmaya başlayan göz içi enjeksiyonlarla tedavi edilebiliyor. Bu grubun ilk sıralarında; diyabete, retina damar tıkanıklıklarına ve yaş tip sarı nokta hastalığına bağlı kanama ile ödemler yer alıyor. Genç yaşlarda ortaya çıkan ve ilerleyici görme kaybı yapan genetik geçişli retina hastalıklarında ise son yıllarda kök hücre tedavisinin gündeme geldiğine dikkat çeken Prof. Dr. Öner, bu konuda öncelikle kök hücre tanımını yapmak gerektiğini belirterek, şöyle devam ediyor: “Basitçe; hücrenin en saf, en temel şekli olan bu öncül hücrenin, insan vücudunda başka hücrelere dönüşebilme yeteneği bulunuyor. Kök hücreler kendiliğinden uygun bir büyüme ortamına yerleşebiliyor, çoğalabiliyor, başka tür hücrelere farklılaşıp bunun devamı niteliğinde türler üretebiliyor. Ayrıca kendini yenileyebildiği gibi kendi hücre topluluklarının devamlılığını da sağlayabiliyorlar. Vücudun bir yerindeki zedelenmeyi takiben bu dokuyu onarabilme ve onu işlevsel hale getirebilme potansiyeline sahip oluyorlar. Bu potansiyelleri nedeniyle retinadaki hasarlı hücrelerin yerini alabildiği gibi, onları onarabilme özelliği de var. Mevcut özellikleri de kök hücrelerin pek çok hastalıkta tedavi seçeneği olarak araştırılmasına ve kullanılmasına yol açıyor.”

Erken tanı, tedavi başarısını arttırıyor

Bu tedavinin uygulanabilmesi birtakım kriterlere bağlı... Öncelikle, kök hücre tedavisi için göz bütünlüğünün sağlam olması gerekiyor. Gözünde şekil bozukluğu ya da küçülme olan hastalarda kök hücrenin faydası olmuyor. İkinci önemli konu ise görme düzeyi. Hiç görmeyen hasta, kök hücre uygulamasından fayda göremiyor. Dolayısıyla ideal hasta grubu, görme kaybı çok ileri olmayan kişilerden oluşuyor.

Kök hücre uygulamasının esas amacı, hastalığın ilerlemesini durdurmak. Tedavi edilen hastaların yüzde 60-80’inde görme artışı ve görme alanı genişlemesi oluşabiliyor. Cerrahi öncesi görme ne kadar iyi ise sonrasındaki görme artışı da o derece çok oluyor. Ayrıca görme alanında genişleme ve retina fonksiyonlarında da iyileşme görüldüğünü belirten Prof. Dr. Öner, “Tedavi ne kadar erken aşamada yapılırsa, elde edilen sonuç da o kadar iyi oluyor. Bu nedenle erken tanı ve tedavi büyük önem taşıyor” diyor.

Mezenkimal kök hücre kullanılıyor

Kök hücre tedavisine aday olan hastalarda birtakım tetkikler yapılması gerekiyor. Görme alanı, OKT (optik kohorens tomografi) ve elektrofizyoloji testleriyle kişinin kök hücre uygulaması için uygun olup olmadığı değerlendiriliyor. İdeal hastalarda, uygulama öncesinde Sağlık Bakanlığı bünyesindeki Kök Hücre Danışma Kurulu’na başvurularak onay alınıyor. Onayın ardından ameliyat programının yapıldığını belirten Prof. Dr. Öner, tedavinin uygulanışını şöyle anlatıyor: “Kliniğimizde hücre tipi olarak umblikal kord (göbek bağı) kaynaklı mezenkimal kök hücre kullanılıyor. Uygulama şekli olarak ise daha güvenli olması ve sonrasında yapılacak diğer tedavileri engellememesi nedeniyle suprakoroidal (gözün dış tabakasına) uygulama tercih ediliyor. Cerrahi işlem, hastanın isteğine göre genel ya da lokal anesteziyle yapılabiliyor. Ameliyat yine hastanın isteğine göre tek göze ya da aynı seansta iki göze uygulanabiliyor. Cerrahi sonrasında bir ay süreyle hastaya damla tedavisi yapılıyor. Kontroller, cerrahi işlem sonrası birinci günün ardından birinci, üçüncü ve altıncı ayda gerçekleşiyor. Daha sonra altı ayda bir yapılan takiplerde görme alanı ve OKT testleri uygulanıyor.”

Birçok göz hastalığının tedavisinde kullanılabiliyor

Kök hücre uygulamaları en çok kalıtsal retina, optik sinir ve kalıtsal kornea hastalıklarında kullanılıyor. Uygulama yapılan retina hastalıkları arasında gece körlüğü ya da tavuk karası olarak bilinen retinitis pigmentosa, Stargardt makula distrofisi, yaşa bağlı makula dejenerasyonunun özellikle kuru tipi yani sarı nokta hastalığı ile diğer dejeneratif retina rahatsızlıkları sayılabiliyor. Optik sinir hastalıkları arasında glokom kaynaklı, idiopatik, travmatik ya da diğer nedenlerle oluşan optik atrofiler de yer alıyor.