Yazı İçeriği

Tip 1 diyabet, Tip 2 diyabetten daha agresif!

Geceleri altını ıslatabilir

Tip 1 diyabet domino etkisi yaratıyor

Diyabet belirtilerine dikkat!

Diyabetik komaya giriyor

Diyabet testi ile teşhis ediliyor

Başka hastalıklarla karıştırılıyor

Tip 1 diyabet bebeklerde bile görülüyor

İnsülin, vücutta şeker dengesini denetleyen en önemli hormonların başında geliyor. Bu hormon, hücreler için beslenme kaynağı olan şekerin hücre içine girmesinde anahtar görevi görüyor. Diyabet yani şeker hastalığı da işte bu insülin hormonlarındaki bozulmalardan kaynaklanıyor. Son yıllarda diyabet çocukluk çağında da sıklıkla görülüyor.


Tip 1 diyabet, Tip 2 diyabetten daha agresif!

Diyabetin Tip 1 ve Tip 2 olmak üzere iki temel çeşidi bulunuyor. Eskiden Tip 2 diyabete daha çok ileri yaşlarda rastlanırken, günümüzde çocukluk çağında aşırı kilo artışına bağlı olarak çokça görülüyor. Genellikle 5-7 yaş ve ergenlik döneminde görülen Tip 1 diyabete ise, artık 5 yaş altında, hatta bebeklerde dahi rastlanıyor. Tip 2 diyabetin başlangıcı sinsi ilerliyor ve ilk dönemlerde çok bulgu vermiyor. Tip 1 diyabet olarak adlandırılan türde de ailede diyabetli kimse yoksa belirtiler fark edilemeyebiliyor. Tip 1, Tip 2 diyabetten farklı olarak çok daha hızlı ilerliyor ve genellikle durum kötüye gittiğinde doktora başvurulmuş oluyor.

Geceleri altını ıslatabilir

Diyabette vücut, yüksek şekeri önce idrarla atmaya çalışıyor. Şeker atılırken su da atılacağından daha fazla idrara çıkma başlanıyor. Diyabetli kişilerde görülen sık idrara çıkma isteği nedeniyle günlük tuvalete gitme sayısında artış oluyor. Kişi artık geceleri de tuvalete kalkmaya başlıyor. Çocuklarda ise bu durum aniden başlayan gece altını ıslatma şeklinde kendini gösteriyor. Öte yandan vücut, idrarla kaybedilen suyu yerine koymak için su içme isteğini uyararak su tüketimini artırıyor. Su içilmediği takdirde ağızda kuruluk hissi ortaya çıkıyor.

Tip 1 diyabet domino etkisi yaratıyor

Özellikle Tip 1 diyabetlilerde, hücre düzeyinde bir açlık durumu söz konusu olduğunda karaciğere enerji göndermesi için sinyaller gönderiliyor. Bu defa karaciğer, enerji elde etmek için yağları yakmaya başlıyor. Tüm bu çabalara rağmen hücre içine enerji giremiyor. Bu durumda da iştahın açılması ve çok yemeye rağmen kilo alamama hatta kilo kaybı görülmeye başlanıyor. Hücrenin enerjisiz kalması halsizliğe, yorgunluğa neden oluyor.

Diyabet belirtilerine dikkat!

Yüksek şeker düzeyine bağlı, yaraların geç iyileşmesi, kız çocuklarında genital bölgede inatçı mantar enfeksiyonlarına bağlı sürekli kaşıntı ve kızarıklık da diyabetin bulgusu olabiliyor. Karaciğerin enerji elde etmek için yağların yakması karın ağrısı, kusma gibi şikâyetlere neden olabiliyor. Bu şikayetler idrar yolu enfeksiyonu, ishal, kabızlık gibi karın ağrısına neden olan diğer hastalıklarla karışabiliyor. Durum şiddetlendiğinde; hızlı nefes alıp-verme ortaya çıkıyor ve özellikle küçük çocuklar yanlışlıkla gribal enfeksiyon veya bronşit tanısı alabiliyor.

Diyabetik komaya giriyor

Takip eden bulgular; ağızda çürük meyve kokusu, yanaklarda kızarıklık, sıvı kaybına bağlı deride yumuşama şeklinde oluyor. En şiddetlenmiş durum ise ‘diyabetik ketoasidoz’ adı verilen bir tür koma halidir. Son derece tehlikeli olan bu durum özellikle Tip 1 diyabetli çocuklarda çok yaygın görülüyor. Tanı konulması ne kadar gecikirse diyabetik komanın oluşma ihtimali de o kadar artıyor.

Diyabet testi ile teşhis ediliyor

Diyabete bağlı şikâyetler olduğunda tanı konulması için açlık ve tokluk kan şekeri düzeyine bakılması gerekiyor. Açlık kan şekerinin 126 mg/dl, rastgele bakılan kan şekerinin veya yemekten 2 saat sonra bakılan (tokluk) kan şekerinin 200 mg/dl ölçülmesi tanı konulmasına yardımcı oluyor. Özellikle Tip 2 diyabetten şüpheleniliyorsa, şeker yükleme testi yapılarak tanı doğrulanmaya çalışılıyor. Üç aylık vücut şeker düzeyi konusunda fikir almak için de ‘HbA1c’ denilen ölçüm yöntemi kullanılıyor.

Başka hastalıklarla karıştırılıyor

Diyabet tanısından sonra çocukların ve ailelerinin yaşam tarzını mutlaka değiştirmesi gerekiyor. Düzgün takip ve kurallara uyulduğu müddetçe çocuklar, sağlıklı bir şekilde büyüyebiliyor. Diyabetin başlangıç bulguları, çocukluk döneminde görülen başka pek çok sağlık sorunuyla karıştırılabiliyor. Bu nedenle erken evrede tanı koymak oldukça güç hale geliyor. Oysa ki çocuklar ne kadar erken dönemde tanı alırlarsa o kadar az zarar görüyorlar. Bunun için de diyabetin bulgularının bilinmesi, en önemlisi de çocuklarda da olabileceği ihtimalinin her zaman düşünülmesi gerekiyor.