Dismenore Nedir?
Dismenore (adet sancısı) , adet döngüsü sırasında yaşanan ağrılı kramplar anlamına gelir. Genellikle karın alt bölgesinde hissedilen bu ağrılar, bazı kadınlar için hafif şiddette olabilirken, diğerleri için günlük yaşamı etkileyecek kadar şiddetli hale gelebilir. Adet döneminde rahim kasılmalarının artması ve prostaglandin adı verilen kimyasalların salınımıyla ilişkilidir.
Dismenore, iki ana gruba ayrılır: Primer dismenore ve sekonder dismenore. Primer dismenore, altta yatan bir hastalık olmaksızın ortaya çıkan ağrıyı ifade ederken, sekonder dismenore, genellikle başka bir rahatsızlık veya durumdan kaynaklanır.
Dismenore Türleri Nelerdir?
Dismenore, adet döneminde ortaya çıkan ağrılı kramplar olarak tanımlanır ve iki ana gruba ayrılır: primer dismenore ve sekonder dismenore. Her iki türün de farklı nedenleri ve özellikleri bulunur. Dismenorenin doğru şekilde değerlendirilmesi ve tedavi edilmesi, kadın sağlığı açısından önemlidir.
Primer Dismenore
Primer dismenore, altta yatan bir hastalık olmaksızın ortaya çıkan adet ağrılarıdır. Genellikle adet kanamalarının başladığı ergenlik döneminde görülür ve genç yaşlarda daha yaygındır. Bu türde ağrı, rahim kasılmalarını artıran prostaglandin isimli kimyasal maddelerin yüksek seviyelerde üretilmesiyle ilişkilidir. Prostaglandinler, rahim kaslarının güçlü bir şekilde kasılmasına neden olarak ağrıyı tetikler. Ağrılar genellikle adet kanamasından hemen önce başlar ve kanamanın ilk birkaç günü boyunca devam eder. Karın alt bölgesinde yoğunlaşan ağrı, bazen sırta ve bacaklara yayılabilir. Ayrıca mide bulantısı, kusma, halsizlik ve baş ağrısı gibi belirtiler de görülebilir. Primer dismenore, zamanla hafifleyebilir ve doğum yapmış kadınlarda semptomların azalması sıkça gözlemlenir.
Tedavi yaklaşımında ağrı kesiciler, sıcak kompres uygulamaları ve düzenli egzersiz önerilir. Ayrıca hormonal doğum kontrol yöntemleri de semptomları azaltmada etkili olabilir. Yaşam tarzı değişiklikleri ve stres yönetimi de primer dismenore ile başa çıkmada yardımcıdır.
Sekonder Dismenore
Sekonder dismenore, genellikle 30 yaş sonrasında ortaya çıkar ve altta yatan bir jinekolojik rahatsızlığa bağlıdır. Bu türde ağrılar, regl dönemi dışında da devam edebilir ve genellikle zamanla daha da şiddetlenir. Sekonder dismenoreye en sık yol açan nedenler arasında endometriozis, miyomlar, pelvik inflamatuar hastalık ve adenomyozis gibi rahatsızlıklar bulunur. Örneğin, endometriozis hastalarında rahim iç tabakasına ait dokuların rahim dışında büyümesi, hem adet dönemlerinde hem de diğer zamanlarda şiddetli ağrılara yol açar. Benzer şekilde, rahim duvarında oluşan iyi huylu tümörler (miyomlar), kasılmaları artırarak dismenore semptomlarını tetikleyebilir.
Sekonder dismenorede, ağrının yanı sıra yoğun adet kanaması, pelvik bölgede kronik ağrı ve ilişki sırasında ağrı gibi belirtiler de görülebilir. Tedavi altta yatan nedenin belirlenmesine odaklanır. Bu nedenle detaylı bir jinekolojik muayene ve görüntüleme testleri gereklidir. Tedavi, genellikle ilaç kullanımı, hormonal tedaviler veya cerrahi müdahaleler şeklinde planlanır.
Primer ve Sekonder Dismenore Arasındaki Farklar
Primer ve sekonder dismenore, başlangıç yaşı, nedenleri, belirtileri ve tedavi yöntemleri açısından farklılık gösterir. Primer dismenore, genç yaşlarda görülürken, sekonder dismenore daha ileri yaşlarda başlar. Primer dismenore altta yatan bir hastalık olmadan ortaya çıkar ve genellikle prostaglandin seviyelerinin artışına bağlıdır. Sekonder dismenore ise endometriozis, miyom veya pelvik enfeksiyon gibi bir hastalığa bağlı olarak gelişir. Primer dismenorede ağrı genellikle adet döneminin ilk birkaç günü ile sınırlıyken, sekonder dismenorede ağrı adet dönemi dışında da devam edebilir ve giderek şiddetlenebilir.
Dismenorenin Belirtileri Nelerdir?
Dismenore, adet döneminde yaşanan ağrılı kramplar ile kendini gösteren bir durumdur. Bu ağrılar genellikle karın alt bölgesinde yoğunlaşır ve bazı kadınlar için hafif bir rahatsızlıkken, diğerleri için günlük yaşamı olumsuz etkileyen ciddi bir sorun haline gelebilir. Regl ağrısı belirtileri, ağrının şiddetine, süresine ve eşlik eden semptomlara bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Primer dismenorede belirtiler, adet kanaması başlamadan önceki 24 saat içinde ortaya çıkar ve genellikle kanamanın ilk iki günü boyunca devam eder. Sekonder dismenorede ise belirtiler daha şiddetlidir ve adet dönemi dışında da sürebilir.
Belirtiler arasında karın alt bölgesinde kramplar, bel ve uyluklara yayılan ağrı, mide bulantısı, kusma, baş ağrısı ve halsizlik gibi durumlar yer alır. Bu semptomlara bazen yoğun adet kanaması, karında şişkinlik ve bağırsak alışkanlıklarında değişiklikler de eşlik eder. Sekonder dismenorede, ağrı genellikle daha uzun sürer ve ilişki sırasında ağrı ya da pelvik bölgede kronik rahatsızlık gibi ek belirtiler de görülebilir.
Dismenore belirtileri şunlardır:
- Karın alt bölgesinde kramp ve baskı hissi,
- Ağrının bel ve uyluklara yayılması,
- Mide bulantısı ve zaman zaman kusma,
- Halsizlik, yorgunluk hissi ve baş ağrısı,
- Yoğun adet kanaması ve pıhtıların eşlik etmesi,
- Bağırsak alışkanlıklarında değişiklik (ishal veya kabızlık),
- Karında şişkinlik ve rahatsızlık hissi,
- Sekonder dismenorede adet dönemi dışında da devam eden ağrılar.
Dismenore belirtileri, özellikle günlük yaşam kalitesini düşürecek kadar şiddetliyse veya zamanla kötüleşiyorsa, bir uzmana danışmak önemlidir. Altta yatan ciddi bir rahatsızlığın erken teşhisi ve uygun tedavisi, bu semptomların kontrol altına alınmasında kritik rol oynar.
Dismenore Neden Olur?
Dismenore, rahim kasılmalarının artması ve bu kasılmaların şiddetli hale gelmesi sonucu ortaya çıkar. Bu durum, rahim iç tabakasının adet döneminde dökülmesini sağlamak için gerekli olsa da, aşırı kasılmalar ağrıya neden olabilir. Dismenore, sadece fiziksel bir süreçten kaynaklanmayabilir; bazı durumlarda altta yatan jinekolojik rahatsızlıklar bu ağrıların sebebi olabilir. Primer dismenore genellikle hormon düzeylerindeki değişimlere bağlıyken, sekonder dismenore jinekoloji hastalıklardan kaynaklanır.
Dismenorenin nedenleri şunlardır:
- Prostaglandin seviyelerinin artışı,
- Endometriozis,
- Uterin miyomlar,
- Pelvik inflamatuar hastalık (pıd),
- Adenomyozis,
- Servikal stenoz.
Prostaglandin Seviyelerinin Artışı
Prostaglandinler, adet döneminde rahim kasılmalarını artıran hormon benzeri maddelerdir. Bu maddelerin yüksek seviyelerde salgılanması, rahim kaslarının daha güçlü kasılmasına ve ağrının şiddetlenmesine neden olabilir. Ayrıca prostaglandinlerin artışı mide bulantısı, kusma ve ishal gibi diğer belirtilerle de ilişkilidir.
Bu durum, özellikle primer dismenorede ana neden olarak kabul edilir. Adet dönemlerinde yaşanan kramplar, prostaglandin seviyelerinin dengelenmesiyle azaltılabilir. Ağrı kesiciler ve hormonal yöntemler, bu kimyasalların seviyesini düşürerek semptomları hafifletmeye yardımcı olur.
Endometriozis
Endometriozis, rahim iç tabakasını oluşturan endometriyal dokunun rahim dışında büyümesi durumudur. Bu dokular adet döngüsü sırasında kanar, ancak vücuttan atılamadığı için inflamasyona ve ağrıya yol açar. Endometriozis, yalnızca dismenoreye değil, cinsel ilişki sırasında ağrı ve kısırlık gibi ek sorunlara da neden olabilir.
Hastalığın tanısı, genellikle laparoskopi gibi cerrahi yöntemlerle konur. Tedavide ağrı kesiciler, hormonal tedaviler ve cerrahi müdahaleler kullanılır. Endometriozis, kronik bir durum olduğu için düzenli takip gereklidir.
Uterin Miyomlar
Miyomlar, rahim duvarında gelişen iyi huylu tümörlerdir. Bu yapılar rahim kasılmalarını etkileyerek dismenoreye, yoğun adet kanamalarına ve pelvik bölgede baskıya neden olabilir. Miyomların boyutu ve rahimdeki konumu, semptomların şiddetini belirler.
Bazı kadınlarda miyomlar belirgin semptomlara yol açmazken, diğerlerinde ciddi rahatsızlıklara neden olabilir. Tedavi, hastanın semptomlarına ve miyomun büyüklüğüne bağlı olarak ilaç, hormon tedavisi veya cerrahi müdahale ile yapılır.
Pelvik İnflamatuar Hastalık (PID)
Pelvik inflamatuar hastalık, üreme organlarını etkileyen bakteriyel bir enfeksiyondur. Genellikle cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan kaynaklanır ve rahim, fallop tüpleri ve yumurtalıkları etkileyerek inflamasyona ve ağrıya yol açar.
PID belirtileri arasında pelvik ağrı, anormal vajinal akıntı ve ateş bulunur. Erken teşhis edilmediğinde fallop tüplerinde hasara ve kısırlığa yol açabilir. Tedavi, genellikle antibiyotiklerle yapılır ve enfeksiyonun kontrol altına alınmasını hedefler.
Adenomyozis
Adenomyozis, rahim iç tabakasının rahim kas dokusu içine doğru büyümesiyle ortaya çıkar. Bu durum, rahmin kalınlaşmasına ve adet döneminde şiddetli ağrılara neden olabilir. Ayrıca adet kanamaları daha uzun ve yoğun hale gelebilir.
Bu durumun kesin tanısı genellikle manyetik rezonans görüntüleme (MRI) ile konur. Tedavi, semptomların şiddetine bağlı olarak hormon tedavisi veya cerrahi müdahaleleri içerir. İleri vakalarda histerektomi (rahmin alınması) gerekebilir.
Servikal Stenoz
Servikal stenoz, rahim ağzının daralması veya tamamen kapanması durumudur. Bu daralma, adet kanının dışarı akışını engelleyerek rahim içinde basınç birikmesine ve şiddetli ağrılara neden olabilir.
Servikal stenoz, doğuştan olabileceği gibi, cerrahi müdahaleler veya enfeksiyonlar sonrası da gelişebilir. Tedavi, servikal kanalın genişletilmesi ve altta yatan nedenin belirlenmesini içerir. Bu durumun kontrol altına alınması için jinekolojik muayene gereklidir.
Dismenore ve Doğurganlık
Dismenore, özellikle şiddetli ağrı ile seyreden bir durum olduğunda, kadınların yaşam kalitesini etkileyebilir. Bu durumun doğurganlık üzerindeki etkisi, altta yatan nedenlere bağlıdır. Primer dismenore genellikle doğurganlığı doğrudan etkilemezken, sekonder dismenoreye yol açan bazı jinekolojik rahatsızlıklar doğurganlıkla ilgili sorunlara yol açabilir. Özellikle endometriozis, pelvik inflamatuar hastalık (PID) ve adenomyozis gibi durumlar, üreme sağlığını olumsuz etkileyebilir.
Doğurganlık ve dismenore arasındaki ilişkiyi anlamak, altta yatan nedenlerin doğru bir şekilde teşhis edilmesiyle mümkündür. Bu nedenle, şiddetli dismenore ve düzenli adet ağrılarının dışında başka belirtiler yaşayan kadınların bir jinekologla görüşmesi önemlidir.
Dismenorenin Doğurganlık Üzerindeki Etkileri
Dismenorenin doğurganlık üzerindeki etkisi, primer veya sekonder dismenoreye bağlı olarak farklılık gösterir. Primer dismenorede, rahim kasılmalarına neden olan prostaglandin seviyelerinin artışı doğurganlık üzerinde genellikle bir sorun yaratmaz. Ancak sekonder dismenoreye yol açan hastalıklar üreme sağlığını ciddi şekilde etkileyebilir. Örneğin, endometriozis rahim dışında oluşan endometriyal dokuların fallop tüplerini tıkaması veya yumurtalıklarla ilişkili sorunlara yol açması nedeniyle hamile kalmayı zorlaştırabilir.
Pelvik inflamatuar hastalık gibi enfeksiyonlar ise fallop tüplerinde hasara ve skar oluşumuna neden olabilir, bu da tüplerin sperm veya yumurta geçişini engelleyerek kısırlığa yol açabilir. Adenomyozis gibi durumlar ise rahmin yapısını bozarak embriyonun yerleşmesini zorlaştırabilir. Bu rahatsızlıkların erken teşhisi ve tedavisi, doğurganlık üzerindeki olumsuz etkilerin önlenmesinde kritik rol oynar.
Hamilelikte Dismenore Yaşanır mı?
Hamilelik sırasında adet döngüsü gerçekleşmediği için primer dismenore genellikle yaşanmaz. Ancak sekonder dismenoreye yol açan durumlar hamilelik sırasında da ağrıya neden olabilir. Örneğin, endometriozis nedeniyle oluşan doku artıkları veya miyomlar, hamilelik sürecinde rahim genişlerken ağrıya yol açabilir.
Hamilelik sırasında yaşanan bu tür ağrılar, genellikle büyüyen rahmin çevre dokulara yaptığı baskıdan kaynaklanır. Ancak ağrı şiddetli veya sürekli bir hal alırsa, altta yatan ciddi bir sorun olup olmadığını belirlemek için bir uzmana başvurulmalıdır. Hamilelik sırasında sağlıklı bir takip, hem annenin hem de bebeğin sağlığı açısından önem taşır.
Dismenore Risk Faktörleri Nelerdir?
Dismenore, genellikle rahim kasılmalarıyla ilişkili olarak ortaya çıkar; ancak bazı durumlar ve bireysel özellikler bu durumu yaşama riskini artırabilir. Risk faktörleri, kişinin yaşam tarzı, genetik yatkınlık ve sağlık durumuna bağlı olarak değişebilir. Özellikle genç yaşta adet görmeye başlayan kadınlar, ağır ve uzun süren adet kanamaları yaşayanlar ile bazı jinekolojik rahatsızlıklara sahip olan kişilerde dismenore daha sık görülür.
Fiziksel ve hormonal faktörlerin yanı sıra, stres, düzensiz uyku düzeni ve sigara kullanımı gibi yaşam tarzına bağlı etkenler de dismenore riskini artırabilir. Bu faktörlerin farkında olmak ve gerektiğinde önlem almak, ağrılı adet dönemlerini azaltmaya yardımcı olabilir.
Dismenore risk faktörleri şunlardır:
- Erken adet görme (12 yaşından önce menarş),
- Ailede dismenore öyküsü,
- Yoğun ve uzun adet kanamaları,
- Endometriozis, miyom gibi rahatsızlıklar,
- Sigara ve alkol kullanımı,
- Stres ve kaygı,
- Düşük vücut kitle indeksi (VKİ),
- Doğum yapmamış olmak,
- Yetersiz uyku ve düzensiz yaşam tarzı.
Dismenore Tedavisi Nasıl Yapılır?
Dismenore tedavisi, ağrının şiddeti ve altta yatan nedenlerin türüne bağlı olarak farklı yaklaşımlar içerebilir. Primer dismenore, genellikle herhangi bir yapısal problem olmadan ortaya çıkan adet ağrılarıdır ve yönetiminde yaşam tarzı değişiklikleri ile basit ağrı kesiciler etkili olabilir. Sekonder dismenore ise genellikle endometriozis veya myom gibi altta yatan bir hastalık nedeniyle gelişir ve daha kapsamlı bir tedavi yaklaşımı gerektirir. Tedavide ilk adım, ağrının kaynağını belirlemek için doğru bir tanı koymaktır. Ardından, hastanın yaşı, genel sağlık durumu ve tedaviye uyumu göz önünde bulundurularak bireyselleştirilmiş bir plan hazırlanır. Medikal tedaviler, hormonal düzenleyiciler, cerrahi müdahaleler ve destekleyici yöntemler bu planın bir parçası olabilir. Ayrıca, sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek ve doğal yöntemleri destekleyici olarak kullanmak, tedavinin etkinliğini artırabilir.
Dismenore İçin Tıbbi Tedavi Yöntemleri
Dismenore tedavisinde kullanılan tıbbi yöntemler, ağrının şiddetini azaltmayı ve altta yatan olası nedenleri ortadan kaldırmayı hedefler. Primer dismenorede genellikle ilaç tedavisi ilk tercih edilirken, sekonder dismenorede altta yatan patolojiyi tedavi etmek esastır. Uygulanan başlıca yöntemler şunlardır:
- Antiinflamatuar ilaçlar: Rahim kasılmalarını ve ağrıyı hafifletir.
- Hormonal tedaviler: Doğum kontrol hapları, rahim içi araçlar ve hormonal enjeksiyonlar adet döngüsünü düzenleyerek ağrıyı azaltabilir.
- Cerrahi müdahaleler: Endometriozis veya myom gibi nedenlerle oluşan ağrılarda cerrahi tedavi gerekebilir.
Bu yöntemler, doktor kontrolünde uygulanmalı ve hastanın durumuna özel olarak planlanmalıdır.
Dismenore Tedavisinde Fiziksel Aktivitenin Rolü
Fiziksel aktivite, dismenore semptomlarının yönetiminde önemli bir yer tutar. Düzenli egzersiz yapmak, hem kan dolaşımını artırarak hem de rahim kaslarının gevşemesine yardımcı olarak ağrıyı hafifletir. Özellikle hafif tempolu yürüyüşler, yüzme ve yoga gibi aktiviteler, vücudun doğal ağrı kesici mekanizmalarını harekete geçiren endorfin hormonunun salınımını teşvik eder. Bu hormon, ağrı algısını azaltır ve genel bir rahatlama sağlar. Ayrıca egzersiz, pelvik bölgede biriken kan akışını artırarak adet sırasında yaşanan kasılmaların şiddetini azaltabilir. Esneme hareketleri ve düşük yoğunluklu fiziksel aktiviteler, ağrıyı tetikleyebilecek gerginliği azaltmada oldukça etkilidir. Uzun vadede fiziksel aktivite alışkanlığı kazanmak, dismenoreye bağlı ağrıların sıklığını ve şiddetini belirgin şekilde düşürebilir.
Dismenoreyi Önlemek İçin Öneriler
Dismenore, adet döneminde yaşanan ağrıyı tanımlasa da, uygun önlemlerle bu rahatsızlığın sıklığı ve şiddeti azaltılabilir. Özellikle sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, düzenli fiziksel aktivite yapmak ve stresi yönetmek, dismenorenin önlenmesinde önemli bir rol oynar. Ayrıca, vücut sağlığını destekleyen dengeli bir beslenme planı da adet dönemi sancılarını hafifletebilir. Doğru yaklaşımlar, hem günlük yaşam kalitesini artırır hem de uzun vadede hormonal dengeyi olumlu yönde etkileyebilir.
Beslenme ve Yaşam Tarzı Değişiklikleri
Dismenorenin önlenmesi ve yönetilmesinde beslenme ve yaşam tarzı alışkanlıkları büyük bir rol oynar. Vücudun ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineralleri sağlayan dengeli bir diyet, hormonal dengeyi korurken, düzenli yaşam alışkanlıkları da adet döngüsünü destekler. Yetersiz beslenme, aşırı işlenmiş gıdalar ve düzensiz bir yaşam tarzı, adet sancılarını artırabilir. Özellikle anti-inflamatuar etkisi olan besinler ve sağlıklı bir günlük rutin benimsemek, rahim kasılmalarını azaltabilir ve genel sağlığı olumlu yönde etkileyebilir.
Dismenorenin önlenmesi için etkili yöntemler şunlardır:
- Omega-3 yağ asitleri: Somon, ceviz, keten tohumu gibi gıdalarda bulunur ve iltihaplanmayı azaltır.
- Lifli gıdalar: Sebze ve meyveler hormonal dengeyi destekler.
- Kafein ve tuzun azaltılması: Şişkinlik ve su tutulmasını önler.
- Düzenli uyku: Hormonların dengeli çalışmasını sağlar.
Stresi Yönetmenin Dismenore Üzerindeki Etkileri
Stresin azaltılması, hem dismenorenin şiddetini azaltmak hem de adet döngüsünü düzenlemek için oldukça önemlidir. Stres altındaki vücutta kortizol hormonu yükselir ve bu durum rahim kasılmalarını şiddetlendirebilir. Stresi etkili bir şekilde yönetmek, sadece fiziksel sağlığı değil, aynı zamanda ruhsal dengeyi de olumlu yönde etkiler. Yoga, meditasyon ve düzenli nefes egzersizleri gibi yöntemler, vücutta rahatlama sağlayarak ağrının azalmasına yardımcı olur. Bunun yanında, günlük birkaç dakikalık gevşeme teknikleriyle hem zihinsel hem de fiziksel olarak daha dengeli bir hale gelmek mümkündür. Stresin kontrol altında tutulması, dismenore semptomlarının uzun vadede daha az görülmesine olanak tanır.
Dismenore Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Yoga Dismenore Ağrısını Azaltır mı?
Yoga, dismenoreye bağlı ağrıyı azaltmada etkili bir yöntemdir. Özellikle belirli yoga pozları, kan dolaşımını artırarak rahim kaslarını gevşetir ve kasılmaları hafifletir. Düzenli yoga pratiği, hem fiziksel hem de zihinsel rahatlama sağlayarak adet sancılarının şiddetini azaltır.
Sağlıklı Beslenme Dismenoreyi Etkiler mi?
Sağlıklı beslenme, dismenore semptomlarının hafiflemesine katkı sağlar. Omega-3 yağ asitleri, magnezyum ve lif bakımından zengin gıdalar, rahim kasılmalarını azaltabilir. İşlenmiş gıdalardan ve aşırı kafein tüketiminden kaçınmak, adet ağrılarının yönetiminde önemlidir.
Akupunktur Ya Da Masaj Dismenoreye İyi Gelir mi?
Akupunktur ve masaj terapisi, dismenore ağrısını azaltmada etkili tamamlayıcı yöntemlerdir. Akupunktur, vücuttaki enerji akışını düzenleyerek ağrıyı hafifletebilir. Masaj ise kan dolaşımını artırır ve pelvik bölgede gevşeme sağlayarak sancıyı azaltır.
Primer Dismenore Tamamen Nasıl Önlenir?
Primer dismenoreyi tamamen önlemek genellikle mümkün değildir, ancak semptomlar hafifletilebilir. Sağlıklı bir yaşam tarzı, düzenli egzersiz ve dengeli bir beslenme ağrının şiddetini azaltabilir. Ayrıca stresi yönetmek ve hormonal dengeyi korumak, semptomların sıklığını azaltmaya yardımcı olur.
Dismenore Ne Demek?
Dismenore, adet döneminde yaşanan ağrılı ve sancılı durumu tanımlayan bir tıbbi terimdir. Primer ve sekonder olmak üzere iki farklı türü vardır. Rahim kasılmalarından kaynaklanan bu durum, bazen günlük yaşamı etkileyebilecek kadar şiddetli olabilir.
Primer Dismenore Nedir?
Primer dismenore, altta yatan bir hastalık olmaksızın ortaya çıkan adet sancılarını ifade eder. Genellikle genç yaşlarda başlar ve hormonların etkisiyle rahim kasılmalarından kaynaklanır. Bu tür dismenore, prostaglandinlerin yüksek seviyede üretilmesiyle ilişkilidir.
Sekonder Dismenore Nedir?
Sekonder dismenore, genellikle endometriozis, myom veya pelvik inflamatuar hastalık gibi altta yatan bir rahatsızlıktan kaynaklanır. Daha ileri yaşlarda ortaya çıkma eğilimindedir ve genellikle kronik bir ağrı ile ilişkilidir. Bu tür sancılar, genellikle tıbbi müdahale gerektirir.
Adet Sancısı Neden Olur?
Adet sancısı, rahim kasılmalarını tetikleyen prostaglandin adlı hormonların artışı nedeniyle oluşur. Bu kasılmalar, rahim iç duvarının dökülmesine ve kanamanın başlamasına yardımcı olur. Prostaglandin düzeyleri yüksek olduğunda sancı şiddetlenebilir.
Adet Sancısı Nasıl Geçer?
Adet sancısını hafifletmek için ağrı kesiciler, sıcak uygulamalar ve hafif egzersizler etkili yöntemlerdir. Ayrıca, bitki çayları ve rahatlatıcı aktiviteler de kasların gevşemesine yardımcı olabilir. Ağrı şiddetliyse veya altta yatan bir neden varsa, tıbbi destek alınması önerilir.