Daha iyi bir deneyim için konum izni vermelisiniz.
Size nasıl yardımcı olabiliriz?

HSP(Henoch-Schönlein Purpurası), küçük kan damarlarının iltihaplanmasıyla ortaya çıkan bağışıklık sistemi kaynaklı bir vaskülit hastalığıdır. Genellikle çocuklarda görülür ve üst solunum yolu enfeksiyonlarından sonra gelişir. Ciltte kırmızı-mor döküntüler, eklem ağrısı, karın ağrısı ve idrarda kan gibi belirtilerle kendini gösterir. Çoğu vaka hafif seyirli olup tedavi gerektirmeden düzelir, ancak böbrek tutulumu ciddi risklere yol açabilir. HSP’nin kesin nedeni bilinmemekle birlikte, bağışıklık sisteminin enfeksiyonlara anormal yanıtı sorumlu tutulur. Dengeli beslenme, stresin azaltılması ve düzenli doktor kontrolleri hastalık yönetiminde önemlidir. Egzersiz ve dinlenme dengesi iyileşmeyi destekler.

İçindekiler

HSP (Henoch-Schönlein Purpurası) Nedir?

Henoch-Schönlein Purpurası (HSP), küçük kan damarlarının iltihaplanmasıyla seyreden, bağışıklık sistemi kaynaklı bir hastalıktır. En sık çocukluk çağında görülen bu vaskülit türü, ciltte belirgin döküntülerle (purpura) kendini gösterir. Hastalık sadece ciltle sınırlı değildir; aynı zamanda eklemleri, sindirim sistemi ve böbrekleri de etkileyebilir. HSP, genellikle üst solunum yolu enfeksiyonlarından sonra ortaya çıkar ve bir bağışıklık sistemi yanıtı olarak gelişir.

Hastalık, ciltte purpura adı verilen kırmızı-mor lekelerle tanınır. Bu lekeler genellikle alt ekstremitelerde, özellikle bacaklarda ve kalçalarda yoğunlaşır. Eklem ağrısı, karın ağrısı ve idrarda kan görülmesi de diğer yaygın belirtiler arasındadır. Bazı vakalarda böbreklerin etkilenmesi, nefrit gibi ciddi risklere yol açabilir.

HSP’nin kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, bağışıklık sisteminin bir enfeksiyona ya da alerjik bir tetikleyiciye verdiği anormal yanıt sonucunda geliştiği düşünülmektedir.

HSP'nin Görülme Sıklığı ve Risk Faktörleri

Henoch-Schönlein Purpurası, çocukluk çağında en sık görülen vaskülit türlerinden biridir. Çocuklarda görülme oranı, yılda yaklaşık 10-20/100.000 olarak bildirilmiştir. Hastalık genellikle 2-11 yaş arasındaki çocuklarda daha yaygındır, ancak yetişkinlerde de görülebilir. Erkek çocuklarda kızlara oranla daha sık rastlanır.

HSP'nin risk faktörleri şu şekilde sırlanabilir:

  • Yaş: Çocuklar ve özellikle 2-11 yaş arasındaki bireyler risk altındadır.
  • Cinsiyet: Erkek çocuklarda daha sık görülür.
  • Enfeksiyonlar: Üst solunum yolu enfeksiyonları, özellikle beta hemolitik streptokok kaynaklı enfeksiyonlar, hastalığı tetikleyebilir.
  • Bağışıklık sistemi hassasiyeti: Bağışıklık sisteminin aşırı yanıt verdiği durumlar hastalık riskini artırabilir.
  • Genetik yatkınlık: Ailede benzer hastalık öyküsü bulunması riski artırabilir.
  • Soğuk hava: HSP, soğuk kış aylarında daha sık görülme eğilimindedir.

HSP Belirtileri

Henoch-Schönlein Purpurası (HSP), vücudun farklı sistemlerini etkileyebilen bir vaskülit türüdür. Hastalığın en belirgin özelliği, ciltte görülen kırmızı-mor döküntülerdir. Ancak HSP, sadece ciltle sınırlı kalmaz; eklemleri, sindirim sistemini ve böbrekleri de etkileyerek çeşitli belirtilere yol açar. Genellikle aniden başlayan belirtiler, hastalığın teşhisini kolaylaştırır. Belirtiler, bağışıklık sisteminin bir enfeksiyon ya da tetikleyiciye verdiği anormal tepki sonucu ortaya çıkar. Çoğu vaka hafif seyretse de bazı durumlarda ciddi riskler gözlenebilir ve bu nedenle erken teşhis önemlidir.

HSP belirtileri şunlardır:

  • Ciltte kırmızı-mor döküntüler (purpura),
  • Eklem ağrısı ve şişlik,
  • Karın ağrısı,
  • Bulantı ve kusma,
  • İdrarda kan veya protein kaybı,
  • Böbrek fonksiyon bozuklukları.

HSP Nedenleri

Henoch-Schönlein Purpurası (HSP), bağışıklık sisteminin bir tetikleyiciye verdiği anormal tepki sonucunda ortaya çıkan bir hastalıktır. Kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, bağışıklık sistemi tarafından damar duvarlarına saldıran antikorların üretimi hastalığın temel mekanizmasını oluşturur. Bu durum, genellikle bir enfeksiyon veya çevresel bir faktörle tetiklenir. Genetik yatkınlık ve bazı bağışıklık sistemi bozuklukları da HSP gelişme riskini artırabilir. Özellikle çocuklarda, enfeksiyonlar hastalığın en yaygın tetikleyicileri arasında yer alır.

HSP nedenleri şunlardır:

  • Üst solunum yolu enfeksiyonları,
  • Bağışıklık sisteminin aşırı tepkisi,
  • Genetik yatkınlık,
  • Çevresel faktörler,
  • İlaç reaksiyonları.

Üst Solunum Yolu Enfeksiyonları

HSP, özellikle beta hemolitik streptokok gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarından sonra sıkça ortaya çıkar. Enfeksiyonlar, bağışıklık sisteminin aşırı tepkisine neden olabilir ve bu durum damar duvarlarında iltihaplanmayı tetikleyebilir. Çocuklarda HSP’nin ortaya çıkmasında en yaygın neden, soğuk algınlığı veya boğaz enfeksiyonları gibi viral ve bakteriyel enfeksiyonlardır. Bu enfeksiyonlar, bağışıklık sistemini aktive ederek anormal bir yanıt oluşturabilir ve damar iltihabına yol açar.

Ayrıca bu tür enfeksiyonlar, özellikle bağışıklık sistemi hassas olan bireylerde hastalığın gelişme riskini artırır. Tedavi edilmemiş veya sık tekrarlayan enfeksiyonlar, HSP gibi bağışıklık kaynaklı hastalıkların ortaya çıkmasını kolaylaştırabilir. Bu nedenle, enfeksiyonların erken teşhis ve tedavisi önem taşır.

Bağışıklık Sisteminin Aşırı Tepkisi

HSP’nin en temel nedenlerinden biri, bağışıklık sisteminin yanlış bir tetikleyiciye aşırı yanıt vermesidir. Normalde zararsız olan maddelere veya mikroorganizmalara karşı vücut, damar duvarlarına zarar verecek şekilde reaksiyon gösterebilir. Bu durum, antikorların kan damarlarına yapışmasına ve iltihaplanmaya neden olur. Bu tür bir aşırı tepki genellikle enfeksiyonlar veya alerjik reaksiyonlar sonrası görülür.

Bazı bireylerde bağışıklık sistemi, genetik veya çevresel faktörlerin etkisiyle daha hassas hale gelir. Bu durum, HSP gibi otoimmün süreçlerin tetiklenmesine neden olabilir. Özellikle stres, enfeksiyonlar veya diğer bağışıklık sistemi uyarıcıları, bu hassasiyeti artırabilir.

Genetik Yatkınlık

Aile öyküsü, HSP riskini artıran önemli faktörlerden biridir. Genetik yatkınlık, bağışıklık sisteminin belirli çevresel veya enfeksiyöz tetikleyicilere karşı aşırı tepki verme olasılığını artırabilir. Bazı genetik varyasyonların, bağışıklık sisteminin aşırı hassasiyetine katkıda bulunduğu düşünülmektedir.

Ayrıca, belirli ailelerde HSP’nin tekrar ettiği gözlenmiştir. Bu durum, genetik faktörlerin hastalığın ortaya çıkışında ne kadar önemli bir rol oynadığını göstermektedir. Ancak genetik yatkınlık tek başına hastalığın gelişmesine neden olmaz; çevresel faktörler ve enfeksiyonlar da sürece katkıda bulunur.

Çevresel Faktörler

Soğuk hava, stres ve mevsimsel değişiklikler gibi çevresel faktörler de HSP gelişiminde rol oynayabilir. Özellikle soğuk kış aylarında enfeksiyonların artması, HSP vakalarının daha sık görülmesine neden olabilir. Çevresel tetikleyiciler, bağışıklık sisteminin aşırı uyarılmasına yol açarak vaskülit oluşumunu tetikleyebilir.

Bu faktörler, genellikle bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde hastalık riskini artırır. Örneğin, bağışıklık sistemi zayıflamış bir birey soğuk hava koşullarında enfeksiyonlara daha yatkın hale gelir ve bu da HSP riskini artırabilir.

İlaç Reaksiyonları

Bazı ilaçlar, HSP’yi tetikleyen faktörler arasında yer alabilir. Özellikle antibiyotikler, bazı aşılar ve anti-inflamatuar ilaçlar, bağışıklık sistemini aşırı aktive ederek hastalığın gelişimine yol açabilir. Bu tür ilaçlar, genellikle nadir olarak HSP’yi tetiklese de, hassas bireylerde risk oluşturabilir.

İlaç reaksiyonları, bağışıklık sisteminin yanlışlıkla kan damarlarına saldırmasına neden olabilir. Bu nedenle, özellikle enfeksiyon veya alerji tedavisinde kullanılan ilaçlar dikkatle seçilmeli ve doktor kontrolünde kullanılmalıdır.

HSP Tanısı

Henoch-Schönlein purpurası (HSP), küçük kan damarlarının iltihaplanmasıyla ortaya çıkan bir vaskülit türüdür. Tanı sürecinde klinik değerlendirme, laboratuvar testleri ve görüntüleme yöntemleri birlikte kullanılarak kesin bir sonuca ulaşılır. Hastalığın belirtilerinin dikkatli analizi, doğru tanının temelini oluşturur.

Klinik Değerlendirme

HSP tanısında, hastanın şikayetleri ve fizik muayene bulguları detaylı bir şekilde incelenir. Özellikle deri döküntüleri, eklem ağrısı, karın ağrısı ve idrarda anormallikler gibi tipik semptomlar dikkate alınır. Şikayetlerin başlangıç zamanı, semptomların şiddeti ve hastanın genel sağlık durumu tanıya yönelik ipuçları sunar. Ayrıca, diğer hastalıkların olasılığını dışlamak için tıbbi geçmiş değerlendirilir.

Laboratuvar ve Görüntüleme Testleri

HSP tanısını desteklemek için laboratuvar ve görüntüleme yöntemlerinden faydalanılır. Kan testleri, inflamasyonun varlığını gösteren CRP ve sedimantasyon hızı gibi parametrelerin ölçülmesini içerir. Ayrıca, böbrek fonksiyonlarını değerlendirmek ve idrarda kan veya protein varlığını saptamak için idrar analizi yapılır. Gerekli durumlarda immünolojik testler, otoimmün hastalıkları ekarte etmek amacıyla uygulanır.

Karın ağrısı veya diğer sistemik semptomları olan hastalarda ultrasonografi gibi görüntüleme yöntemleri iç organlardaki olası hasarları değerlendirmek için kullanılır. Bazı durumlarda, deri veya böbrek biyopsisi yapılarak vaskülit bulgularının doğrulanması sağlanır. Test sonuçlarının klinik bulgularla birlikte ele alınması, kesin tanının konulmasında kritik bir rol oynar.

HSP Tedavisi

Henoch-Schönlein purpurası (HSP) tedavisi, genellikle semptomların yönetimine ve risklerin önlenmesine odaklanır. Hastalığın çoğu vakası hafif seyirlidir ve tedavi olmadan kendiliğinden düzelir. Ancak, şiddetli vakalarda veya organ tutulumu olduğunda tıbbi müdahale gerekebilir.

Semptomatik Tedavi

Hafif semptomlar gösteren hastalarda dinlenme, sıvı alımının artırılması ve ağrı kontrolü genellikle yeterlidir. Eklem ağrısı veya rahatsızlıklar için asetaminofen veya nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAID) kullanılabilir. Bu ilaçlar, ağrıyı ve iltihabı azaltmada etkili olur.

Kortikosteroid Tedavisi

Şiddetli karın ağrısı, böbrek tutulumu veya sistemik riskler görüldüğünde kortikosteroid tedavisi uygulanabilir. Prednizon gibi kortikosteroidler, inflamasyonu baskılayarak semptomları hızlı bir şekilde hafifletir. Kortikosteroid tedavisinin süresi ve dozu hastanın klinik durumuna göre belirlenir.

Böbrek Tutulumu Tedavisi

Böbreklerin etkilenmesi durumunda tedavi daha kapsamlı hale gelir. Şiddetli proteinüri, hematüri veya nefrotik sendrom gibi riskler ortaya çıktığında bağışıklık sistemi baskılayıcı ilaçlar gerekebilir. Bu ilaçlar, böbrek hasarını kontrol altına almak ve ilerlemesini önlemek amacıyla kullanılır.

İzlem ve Destekleyici Bakım

HSP genellikle iyi bir prognoza sahiptir, ancak bazı hastalarda semptomlar tekrarlayabilir. Bu nedenle, özellikle böbrek tutulumunun olduğu vakalarda düzenli takip önemlidir. Hastalar belirli aralıklarla kan ve idrar testleri ile izlenir. Ayrıca, olası risklerin gelişimi açısından erken dönemde müdahale için doktor kontrollerinin aksatılmaması önerilir.

Tedavi, hastanın genel durumuna, semptomların şiddetine ve organ tutulumu olup olmamasına göre bireyselleştirilir. Bu süreçte yakın tıbbi takip, hastalığın seyri üzerinde olumlu bir etki sağlar.

HSP ve Çocuklar

Henoch-Schönlein purpurası (HSP), çocuklarda en sık görülen vaskülit türlerinden biridir. Genellikle 2 ila 10 yaş arası çocuklarda ortaya çıkar ve enfeksiyonların ardından gelişme eğilimi gösterir. HSP’nin çocuklardaki seyri, erişkinlere göre daha iyi prognoz sunar ancak dikkatli izlem ve uygun bakım gerektirir.

Çocuklarda HSP'nin Seyri

Çocuklarda HSP genellikle hafif seyreder ve çoğu vakada birkaç hafta ila birkaç ay içinde tamamen düzelir. Deri döküntüleri, eklem ağrısı ve karın ağrısı gibi belirtiler hastalığın erken döneminde daha belirgin olabilir. Böbrek tutulumu nadir olmakla birlikte görüldüğünde ciddi sonuçlara yol açabilir.

Hastalık genellikle kendini sınırlayan bir süreç izler, ancak bazı çocuklarda semptomlar tekrarlayabilir. Bu nedenle düzenli takip, olası riskleri erken tespit etmek ve müdahale etmek açısından önem taşır.

Ebeveynler İçin Öneriler

Henoch-Schönlein purpurası tanısı alan çocukların tedavi sürecinde ebeveynlere önemli sorumluluklar düşer. Hastalığın genellikle iyi seyirli olması ebeveynler için rahatlatıcı bir bilgi olsa da, semptomların yakından izlenmesi ve doktor önerilerinin eksiksiz uygulanması kritik öneme sahiptir. Çocuğun genel durumunun dikkatle takip edilmesi, olası risklerin erken fark edilmesine ve zamanında müdahale edilmesine olanak tanır.

Ebeveynler için öneriler şu şekilde sıralanabilir:

  • Belirtiler, özellikle idrar değişiklikleri ve yeni semptomlar yakından izlenmelidir.
  • Tedavi planına eksiksiz uyulmalı, ilaçlar düzenli olarak kullanılmalıdır.
  • Çocuğun dinlenmesi ve sağlıklı beslenmesi desteklenmelidir.
  • Karın ağrısı veya yeni döküntüler gibi ciddi belirtiler görüldüğünde doktora başvurulmalıdır.
  • Düzenli doktor kontrolleri aksatılmamalıdır.

HSP ile Yaşam

Henoch-Schönlein purpurası (HSP) tanısı alan bireylerin, hastalık sonrası yaşamlarında sağlıklı bir rutin oluşturması iyileşme sürecini destekler. HSP genellikle kendini sınırlayan bir hastalık olsa da, özellikle böbrek tutulumunun var olduğu durumlarda uzun vadeli dikkat ve özen gerektirir. Yaşam tarzı değişiklikleri ve sağlıklı alışkanlıklar, semptom yönetiminde ve olası riskleri azaltmada önemli bir rol oynar.

Yaşam Tarzı Değişiklikleri

HSP ile yaşamda, özellikle çocuklar ve gençlerde düzenli bir yaşam tarzı benimsemek önemlidir. Fiziksel aktiviteler ve dinlenme arasında denge kurulmalıdır. Yorgunluğa yol açan yoğun aktivitelerden kaçınılması gerekebilir. Stres yönetimi, hastalığın tekrarlama olasılığını azaltmak için kritik bir unsurdur. Ayrıca, hastaların düzenli doktor kontrollerini aksatmaması, böbrek fonksiyonlarının izlenmesi açısından gereklidir.

Beslenme ve Egzersiz

Dengeli bir beslenme düzeni, HSP sonrası toparlanma sürecinde bağışıklık sisteminin desteklenmesine yardımcı olur. Özellikle işlenmiş gıdalar yerine taze sebze, meyve ve tam tahılların tüketilmesi önerilir. Eğer böbrek tutulumuna bağlı riskler mevcutsa, tuz alımı ve protein tüketimi doktorun önerilerine göre düzenlenmelidir.

Egzersiz, HSP’nin iyileşme döneminde bireyin genel sağlığını korumasına yardımcı olur. Hafif ve orta yoğunluklu aktiviteler tercih edilmelidir. Yürüyüş veya yoga gibi egzersizler, hem fiziksel hem de zihinsel iyilik hali için faydalı olabilir. Daha yoğun aktivitelerden önce doktorla görüşülmesi önerilir.

HSP Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

HSP Hastalığı Nedir?

Henoch-Schönlein purpurası (HSP), küçük kan damarlarının iltihaplanmasıyla karakterize bir vaskülit hastalığıdır. Daha çok cilt, eklemler, bağırsaklar ve böbrekleri etkiler. Çocuklarda sık görülür ve genellikle kendiliğinden iyileşir.

HSP Hastalığı Ölümcül müdür?

HSP genellikle iyi seyirli bir hastalık olup çoğu vaka kendiliğinden düzelir. Ancak, ciddi böbrek tutulumu olan hastalarda riskler gelişebilir ve bu durum dikkatli izlem gerektirir. Doğru tedavi ve takip ile ölümcül seyretmesi nadirdir.

HSP Hastalığının Tedavisi Var mı?

HSP’nin kesin bir tedavisi olmamakla birlikte, semptomların yönetimi ve risklerin önlenmesi için etkili yöntemler mevcuttur. Hafif vakalarda dinlenme ve ağrı kesiciler yeterli olabilir. Şiddetli durumlarda ise kortikosteroidler veya bağışıklık baskılayıcı ilaçlar kullanılır.

HSP Bulaşıcı mıdır?

HSP bulaşıcı değildir. Ancak, bazı vakalarda hastalığın gelişmesinden önce geçirilen enfeksiyonlar bir tetikleyici olabilir.

HSP Tekrarlar mı?

HSP, bazı hastalarda tekrarlayabilir. Özellikle semptomların tamamen düzelmesinden sonraki ilk birkaç ayda dikkatli izlem önemlidir.

HSP Böbrekleri Nasıl Etkiler?

Böbrek tutulumu, HSP’nin ciddi bir sonucudur. İdrarda kan veya protein varlığı böbrek etkilenmesinin göstergesidir. Nadir durumlarda, böbrek yetmezliği gelişebilir.

HSP Olan Bir Çocuğun Okula Gitmesi Güvenli midir?

Hafif semptomları olan çocuklar genellikle okula dönebilir. Ancak ciddi belirtiler veya olası riskler durumunda doktor önerisi alınmalıdır.

HSP Kalıcı Hasara Neden Olur mu?

Çoğu HSP vakasında hastalık kalıcı bir hasara yol açmaz. Ancak şiddetli böbrek tutulumunda ilerleyen dönemlerde böbrek sorunları gelişme riski olabilir. Bu nedenle düzenli takip önemlidir.

Acıbadem Web ve Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır. Güncellenme Tarihi: 20 Ocak 2025 Pazartesi Yayımlanma Tarihi: 20 Ocak 2025 Pazartesi
Bu içeriği ortalama 10 dakikada okuyabilirsiniz.

Tıbbi Birimler

Bize Ulaşın

Bilgi talepleriniz için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.

Acıbadem Sağlık Grubu olarak size daha iyi ve kaliteli bir hizmet sunabilmemiz için istek, öneri, teşekkür ve şikayetlerinizi aşağıdaki formu doldurarak ya da 444 55 44 numaralı telefondan tarafımıza ulaşarak bildirebilirsiniz.

Devamı
Devamı
Güvenlik Kodu

KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU

Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.

1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları

Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:

Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:

İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.

2. Kişisel Verilerin Aktarılması

Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.

3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi

Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;

Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.

4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız

Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;

Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.

5. Veri Güvenliği

Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.

6. Şikayet ve İletişim

Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;

Kanun kapsamındaki taleplerinizi, https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.

YUKARI
İçindekiler