Edwards Sendromu (Trizomi 18), 18. kromozomun fazladan bir kopyasının bulunmasıyla oluşan genetik bir hastalıktır. Kromozom anormallikleri nedeniyle doğumsal anomalilere ve ciddi sağlık sorunlarına yol açar. Bu durum, fiziksel gelişim geriliği, organ bozuklukları ve zeka geriliği gibi belirtilerle kendini gösterir. Trizomi 18 genellikle gebelikte yapılan tarama testleri veya fetal DNA testi ile teşhis edilebilir. Erken tanı, bebeklerin doğum öncesi ve sonrası bakımının planlanmasında kritik öneme sahiptir.
Edwards Sendromu (Trizomi 18), nadir görülen bir genetik hastalıktır ve 18. kromozomun fazladan bir kopyasının bulunmasıyla ortaya çıkar. Sağlıklı bireylerde her kromozomdan iki kopya bulunurken, bu sendromda 18. kromozomun üç kopyası mevcuttur. Bu fazlalık, vücut gelişimi ve organların düzgün çalışması üzerinde olumsuz etkiler yaratır.
Edwards Sendromu, bebeklerin hem fiziksel hem de zihinsel gelişimini etkiler. Gebelik sırasında yapılan ultrasonlarda anormal bulgular görülebilir. Bu durum doğumsal anomalilerle ilişkilendirilir ve genellikle kalp, böbrek, akciğer gibi hayati organlarda sorunlara neden olur. Ayrıca, düşük doğum ağırlığı, küçük kafa yapısı ve el-ayak deformiteleri gibi fiziksel özellikler de sıklıkla görülür.
Erken tanı için gebelikte uygulanan prenatal tarama testleri ve fetal DNA testleri büyük önem taşır. Bu testler, kromozom anormalliklerinin tespit edilmesine yardımcı olur ve doğum sonrası süreçle ilgili planlama yapılmasını sağlar. Edwards Sendromu’nun yaşam süresi ve kalitesi üzerinde ciddi etkileri olduğu için erken teşhis hayati önem taşır.
Edwards Sendromu (Trizomi 18) Neden Olur?
Edwards Sendromu (Trizomi 18), 18. kromozomun fazladan bir kopyasının bulunmasıyla oluşan genetik bir hastalıktır. Bu fazlalık, hücre bölünmesi sırasında meydana gelen bir hata sonucu ortaya çıkar. Genellikle döllenme sırasında oluşan bu hata, rastgele bir genetik olaydır ve anne veya babanın doğrudan bir sorumluluğu yoktur. Ancak, geç yaşta anne olmak bu tür kromozom anormalliklerinin riskini artırabilir.
Edwards Sendromu, organların gelişimini ve işlevlerini olumsuz etkiler. Anne karnında veya doğumdan sonra birçok sağlık sorununa neden olabilir. Prenatal testler ile erken teşhis edilerek uygun bir planlama yapılabilir. Edwards Sendromu’nun ortaya çıkmasına neden olan durumlar:
Hücre bölünmesinde hata (nondisjunction): Kromozomların düzgün ayrılmaması sonucu 18. kromozomdan fazladan bir kopya oluşur.
Mozaik form: Bebeğin bazı hücrelerinde fazladan 18. kromozom bulunurken diğer hücreler normaldir.
Translokasyon: Fazladan kromozom materyali başka bir kromozoma bağlı olarak taşınır.
Edwards Sendromu (Trizomi 18), doğumsal anomaliler ve ciddi sağlık sorunlarıyla karakterize edilen genetik bir hastalıktır. Bu sendrom, bebeklerde fiziksel ve zihinsel gelişim geriliklerine yol açar. Belirtiler genellikle anne karnında ultrason ile fark edilebilir ve doğumdan sonra daha belirgin hale gelir. Özellikle gebelikte yavaş büyüme ve düşük doğum ağırlığı, hastalığın en erken belirtileri arasındadır. Edwards Sendromu’nun yaygın görülen belirtileri şunlardır:
Fiziksel anomaliler: Küçük kafa yapısı (mikrosefali), düşük kulak yapısı, çene geriliği (mikrognati) ve belirgin el-ayak deformasyonları.
Organ sorunları: Kalp, böbrek ve akciğer gibi hayati organlarda yapısal bozukluklar.
Zihinsel gelişim geriliği: Hafif ila şiddetli seviyelerde öğrenme ve gelişim sorunları.
Yüz özellikleri: Çökük burun köprüsü ve dar bir yüz yapısı.
Ellerde anormallikler: Yumruk şeklinde kapanan eller ve üst üste binen parmaklar.
Beslenme güçlükleri: Yutma ve emme sorunları nedeniyle büyüme geriliği.
Belirtiler her bebekte farklı şiddette görülebilir. Gebelik sırasında trizomi 18 ultrason belirtileri fark edilirse, daha ileri prenatal testler yapılması önerilir. Bu, hastalığın erken teşhis edilmesine ve gerekli önlemlerin alınmasına olanak sağlar.
Edwards Sendromu (Trizomi 18) Nasıl Teşhis Edilir?
Edwards Sendromu (Trizomi 18), gebelik sırasında yapılan testler veya doğumdan sonra klinik bulgularla teşhis edilebilir. Gebelikte teşhis, anne karnındaki bebeğin gelişimiyle ilgili sorunların belirlenmesine olanak tanır ve ailenin doğum öncesi planlama yapmasını sağlar. Bu süreçte kullanılan yöntemler genellikle tarama testleri ve kesin tanı için yapılan genetik testlerden oluşur.
Gebelikte Tarama Testleri
Gebelikte yapılan tarama testleri, bebekte genetik hastalıklar ve kromozom anormalliklerinin riskini belirlemek için kullanılan ilk adımdır. İkili ve üçlü tarama testleri ile ultrason incelemeleri, trizomi 18 gibi durumların erken tespiti için son derece önemlidir. Bu testler, gebeliğin seyri hakkında daha fazla bilgi edinilmesini sağlar.
İkili ve üçlü tarama testleri: Anne kanında belirli protein ve hormon seviyeleri ölçülerek risk değerlendirilir.
Ultrason:Trizomi 18 ultrason belirtileri, bebeğin yavaş büyümesi, kalp anomalileri veya diğer fiziksel farklılıklar şeklinde görülebilir.
Gebelik tarama testleri: Anne yaşı ve diğer risk faktörleri değerlendirilerek trizomi 18 riski belirlenir.
Prenatal Tanı Yöntemleri
Prenatal tanı yöntemleri, tarama testlerinde anormal bulgular tespit edilmesi durumunda kesin teşhis için uygulanır. Fetal DNA testi (NIPT), amniyosentez ve koryon villus örneklemesi (CVS), bebekteki genetik hastalıkların kesin teşhisini sağlar. Bu yöntemler, Edwards Sendromu gibi durumların erken teşhis edilmesine yardımcı olur.
Fetal DNA Testi (NIPT): Anne kanından alınan numunede bebeğin DNA’sı incelenir. Yüksek hassasiyete sahip bu test, kromozom bozukluklarını tespit etmekte oldukça etkili ve güvenlidir.
Amniyosentez: Bebeğin içinde bulunduğu amniyon sıvısından örnek alınarak kromozom analizi yapılır.
Koryon Villus Örneklemesi (CVS): Plasentadan alınan örnekle genetik inceleme yapılır.
Bu yöntemler, kromozom anormalliklerinin kesin olarak teşhis edilmesini sağlar. Prenatal testler ile erken tanı, Edwards Sendromu gibi genetik hastalıklar için gerekli müdahalelerin zamanında planlanmasına olanak tanır.
Edwards Sendromu (Trizomi 18) Nasıl Tedavi Edilir?
Edwards Sendromu (Trizomi 18), genetik bir hastalık olduğundan kesin bir tedavisi yoktur. Tedavi, bebeğin yaşamsal fonksiyonlarını desteklemek ve yaşam kalitesini artırmaya yönelik planlanır. Hem doğum öncesi hem de doğum sonrası dönemde uygulanabilecek müdahaleler, hastalığın etkilerini yönetmede büyük önem taşır. Bu süreçte, ailelerin duygusal ve tıbbi destek alması kritik öneme sahiptir.
Doğum Öncesi Müdahaleler
Edwards Sendromu tanısı gebelik sırasında konulduğunda, aileye uzman bir ekip tarafından rehberlik edilir ve bebeğin doğum öncesi dönemdeki sağlık durumu titizlikle izlenir. Bu süreç, hem bebeğin hem de annenin sağlığını korumak, olası komplikasyonları en aza indirmek ve doğum sonrası için en iyi şartları hazırlamak amacıyla planlanır. Aileye genetik danışmanlık hizmeti sunularak sendrom hakkında detaylı bilgi verilir ve bilinçli kararlar alınması sağlanır. Doğum öncesi dönemde uygulanabilecek müdahaleler şunları içerir:
Gebelik takibi: Riskli gebelikler için sıkı bir takip planlanır. Ultrason ile bebeğin organ gelişimi ve büyümesi düzenli olarak değerlendirilir.
Multidisipliner yaklaşım: Kadın doğum uzmanı, genetik danışman ve pediatri uzmanı iş birliği yaparak doğum planlaması yapılır.
Doğum planı: Erken doğum veya sezaryen ihtimali göz önünde bulundurularak, bebek için en uygun şartlar hazırlanır.
Aile desteği: Aileye sendromun seyri, olası müdahaleler ve doğum sonrası süreçle ilgili rehberlik edilerek, duygusal ve psikolojik destek sağlanır.
Doğum Sonrası Bakım ve Tedavi
Doğum sonrası tedavi ve bakım, Edwards Sendromu olan bebeklerin yaşamsal işlevlerini desteklemeyi, organların düzgün çalışmasını sağlamayı ve genel sağlık durumunu mümkün olan en iyi seviyeye getirmeyi amaçlar. Bu süreç, bebeğin ihtiyaçlarına göre bireysel olarak planlanır ve solunum, beslenme, kalp fonksiyonları gibi kritik yaşam desteklerinin düzenlenmesini içerir. Aynı zamanda, fiziksel ve zihinsel gelişimi destekleyecek müdahalelerle bebeğin yaşam kalitesini artırmaya yönelik adımlar atılır. Bu bakım sürecinde multidisipliner bir yaklaşım benimsenir ve ailenin sürece dahil edilmesi büyük önem taşır.
Solunum desteği: Edwards Sendromu’na sahip bebeklerde solunum problemleri yaygın olduğundan oksijen desteği gerekebilir.
Kalp problemleri: Kalp anomalileri bulunan bebekler için cerrahi müdahaleler veya ilaç tedavisi önerilebilir.
Beslenme desteği: Yutma güçlüğü çeken bebekler için nazogastrik tüp veya gastrostomi tüpü ile beslenme sağlanabilir.
Fizik tedavi ve rehabilitasyon: Motor becerilerin gelişimini desteklemek için bireysel bir terapi programı uygulanabilir.
Edwards Sendromu Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Edwards Sendromu’nun tedavisi var mı?
Edwards Sendromu’nun kalıcı bir tedavisi yoktur çünkü bu durum genetik bir anormallikten kaynaklanır. Tedavi, semptomların yönetilmesine ve bebeğin yaşam kalitesinin artırılmasına odaklanır. Solunum desteği, kalp anomalileri için cerrahi müdahale, beslenme desteği gibi yöntemler uygulanabilir. Bununla birlikte, bebeklerin sağlık durumu genellikle ciddi olduğu için palyatif bakım ekipleri süreci yönetir. Ailelerin duygusal destek alması ve uzmanlarla iş birliği içinde olması oldukça önemlidir.
Edwards Sendromu’nun görülme sıklığı nedir?
Edwards Sendromu, yaklaşık her 5.000 canlı doğumda bir görülür. Bu oran, gebelik sırasında meydana gelen düşükler de dahil edildiğinde daha yüksektir. Kız bebeklerde, erkeklere oranla daha sık rastlanır. Risk, özellikle ileri anne yaşıyla artar; 35 yaş ve üzerindeki gebeliklerde bu sendromun görülme ihtimali daha yüksektir.
Edwards Sendromu’nun risk faktörleri nelerdir?
Edwards Sendromu’nun en önemli risk faktörü ileri anne yaşıdır. 35 yaş ve üzerindeki gebeliklerde hücre bölünmesi sırasında kromozom ayrılma hatası (nondisjunction) görülme ihtimali artar. Ancak bu sendrom, genç annelerde de görülebilir. Ailede daha önce genetik bir hastalık öyküsü veya kromozomal bir sorun bulunması da riski artırabilir. Bu nedenle riskli gebeliklerde tarama ve genetik danışmanlık önerilir.
Edwards Sendromu tekrarlar mı?
Edwards Sendromu genellikle rastgele oluşan bir kromozom anormalliğidir ve tekrar etme ihtimali düşüktür. Ancak translokasyon tipi bir kromozomal bozukluk varsa, bu durum genetik olarak aileden bebeğe geçebilir. Böyle bir durumda, sonraki gebeliklerde risk artar. Genetik danışmanlık, bu riski değerlendirmek ve aileye bilgi vermek açısından önemlidir. Riskin tekrar edebileceğinden şüphe duyuluyorsa, gebelik planlanmadan önce uzmanlarla görüşülmesi önerilir.
Edwards Sendromu önlenebilir mi?
Edwards Sendromu, hücre bölünmesi sırasında meydana gelen rastgele kromozom hatalarından kaynaklanır. Bu nedenle, spesifik bir önleme yöntemi bulunmamaktadır. Ancak, ileri anne yaşı risk faktörlerinden biri olduğundan, gebelik planlaması sırasında genetik danışmanlık almak ve prenatal tarama testlerini yaptırmak, risklerin değerlendirilmesine yardımcı olabilir.
Edwards Sendromu ile Down Sendromu arasındaki farklar nelerdir?
Her iki sendrom da kromozom sayısındaki artıştan, yani trizomi durumundan kaynaklanır; ancak farklı kromozomların etkilenmesi nedeniyle belirtileri, yaşam beklentisi ve hastalığın ciddiyeti açısından birbirinden oldukça farklıdır. Edwards Sendromu (Trizomi 18), 18. kromozomun üç kopyasının bulunmasıyla oluşurken, Down Sendromu (Trizomi 21), 21. kromozomun fazladan bir kopyasına sahip olunmasıyla ortaya çıkar.
Yayınlanma Tarihi:29 Kasım 2024 Cuma
Güncellenme Tarihi:29 Kasım 2024 Cuma
*Bu içeriğin
geliştirilmesinde Tıbbi Direktörlük katkı sağlamıştır.
*Web sitemizdeki bilgiler
kişi ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm
işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde Acıbadem Sağlık Grubu'nun
tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.
Her türlü soru, görüş ve önerileriniz için aşağıdaki formdan bizimle iletişime geçebilirsiniz. Talebiniz doğrultusunda Çağrı Merkezi yetkililerimiz size en kısa sürede dönüş yapacaklardır.