Yazı İçeriği

Tavukkarası için TES-Okuvizyon tedavisi

Kök hücre tedavisi umut verici

Gen tedavisi yeni bir çözüm

Tavukkarası tedavisinde 3 yaklaşım

Genetik yollarla geçiş yapan kalıtımsal retina hastalıklarına karşı son yıllarda elde edilen gelişmeler birçok rahatsızlığa fayda sağlamaya başladı. Bu hastalıklar arasında ‘retinitis pigmentosa’ (tavukkarası) ve sarı nokta hastalığı gibi rahatsızlıklar da bulunuyor. Tavukkarası tedavisinde yeni kullanılmaya başlanan ‘okuvizyon tedavisi’ ve henüz deneysel aşamadaki kök hücre ve gen tedavileri hakkında merak edilenler…


Tavukkarası için TES-Okuvizyon tedavisi

Tavukkarası ve benzeri retina hastalıklarında uygulanan bu tedavi şekli ile retina hücrelerine düşük dozda elektrikel uyarılar gönderiliyor ve bu uyarılar retina hücrelerinden nöron koruyucu büyüme faktörlerinin salınımını artırıyor. Salınan bu faktörler sayesinde retinadaki hücreler korunuyor ve hastada görme kaybı durduruluyor. Uygulama sırasında başın iki tarafına ve damla anestezisi sonrasında göze elektrotlar yerleştiriliyor. Göze yerleştirilen elektrotlar kişinin yüzüne ve gözüne göre ayarlanarak elektriksel uyarı dozu belirlenip kaydediliyor. Doz ayarlama sonrasında 30 dakika süre boyunca işlem gözlere uygulanıyor. Bu işlem haftada bir tekrarlanıyor. Tedavinin bilinen bir yan etkisi bulunmuyor. Okuvizyon seansı sonrasında birkaç gün gözlerde batma, kızarıklık ya da yabancı cisim hissi yaşanabilirken bu şikayetler kısa süre sonra geçiyor.

Kök hücre tedavisi umut verici

İnsan vücudundaki farklı hücrelere dönüşebilme yeteneğine sahip, kendini yenileyebilen ve vücudun bir yerindeki zedelenmeyi takiben dokuyu onarabilen kök hücreler, yakında kalıtımsal retina hastalıklarının tedavisinde de kullanılabilecek. Dünyada ve Türkiye’de çalışmaları devam eden ve henüz deneysel aşamada olan kök hücre tedavisi retinitis pigmentosada, diğer kalıtımsal retina hastalıklarında ve ileri evre kuru tip makula dejenerasyonunda uygulanıyor ve başarılı sonuçlar elde edilebiliyor. Kök hücreler kalıtımsal retina hastalıklarında retinanın altına ya da göz içine uygulanıyor. Bu çalışmalar henüz faz II aşamasında. Faz III aşamasına geçtiğinde deneysel olmaktan çıkıp rutin bir tedavi olarak kabul edilecek ve kalıtımsal retina hastalıklarının tedavisinde kullanılabilecek. Bu tedavide otolog denilen kişinin kendi kök hücresi ya da allojenik denilen başka bir kişiden elde edilen kök hücreler kullanılabiliyor.

Gen tedavisi yeni bir çözüm

Kalıtımsal retina hastalıklarının tedavisinde denenen bir diğer tedavi şekli ise; kaynağa odaklanan gen tedavisi. Fakat kalıtımsal retina hastalıkları, klinik ve genetik açıdan çok çeşitli. Bu hastalık grubundan 120’den fazla genin sorumlu olabiliyor. Aynı gen içinde farklı mutasyonlar olabiliyor ve bu mutasyonlar farklı hastalık görünümlerine yol açabiliyor. Bu durum hastalıklarla ilgili genetik çeşitliliği daha da karmaşık hale getiriyor. Ancak son yıllarda meydana gelen gelişmeler, genetik problemlerin daha iyi anlaşılmasına ve gen tedavilerinin uygulanabilmesine imkan sağlıyor. Yapılan çalışmalarda kalıtımsal retina hastalıklarının iyileşmesinde alınan sonuçlar oldukça başarılı bulunuyor. Gen tedavisi ile ilgili ilaçlar geliştirilmeye devam ediyor ve yakın bir zamanda tedavide de kullanılacak.