Yazı İçeriği

KARNESİ İYİ İSE...

'İşte benim çocuğum demeyin' demeyin!

Zayıf benlik gelişimine neden olabilir

KARNESİ KÖTÜ İSE… 

Kaygı bozukluğu ve depresyon gelişebilir

Karne tepkisi verirken dikkatli olun

Karne zamanı çocuklar kadar hatta belki de daha fazla anne-babalar hayecanlanıyor. Akıllardaki soru da aynı: "Acaba çocuğum iyi bir karne getirebilecek mi?" Notları ister iyi olsun, isterse kötü, her karnede anne babaların yaklaşımları çocuklarının okul başarısı, daha da önemlisi psikolojileri üzerinde önemli etkiler oluşturuyor. Örneğin; çocukta zayıf benlik gelişimi, kaygı bozukluğu veya depresyon gelişebiliyor. Peki karne günü çocuğunuza nasıl yaklaşmalı, neler yapmalı, nelerden kaçınmalısınız?


KARNESİ İYİ İSE...

Başarısı için değil, çabası için övün: Başarıya değil çabaya odaklanın. Çünkü başarı işin gösterge kısmı olsa da, aslolan çocuğunuzun gösterdiği çabalardır. Bu yüzden çocuğunuzun çabasına vurgu yapmalısınız. Örneğin; "Bütün bir dönem çabaladın, bunu gördüm, çok takdir ediyorum" diyebilirsiniz.

Başarısını ne abartın ne de görmezden gelin: Bazı aileler çocukları şımarmasın diye, iyi notları ve çabayı görmezden gelebiliyorlar. Örneğin karneyi görünce sadece gülümseyebiliyorlar. Ancak bu doğru bir tutum değil. Çünkü çocukların "aferin" kelimesini duyması onu mutlu ve keyifli yapar.

'İşte benim çocuğum demeyin' demeyin!

Her istediğine "evet" demeyin: İyi bir karne getirdiği için çocuğunuzun her istediğine "evet" demeyin. İyi notlar, çocuğunuzla aranızda bir rüşvet ilişkisi yaratmamalı. Aksi halde her zaman her yaptığı için ödüllendirilmeyi bekler ve bu olmayınca da mutsuz olur.

Kendi egonuza yönelik övgülerden kaçının: "İşte benim oğlum/kızım" gibi kendi egonuza yönelik övgülerde bulunmayın. Bu durum çocuğunuzun özerkliğini zedeleyebiliyor. Unutmayın ki; beraber başarmış olsanız da, emeğin asıl sahibi çocuğunuzdur.

Zayıf benlik gelişimine neden olabilir

İyi bir karnede çocuğa nasıl yaklaşmak gerektiği, aileler için son derece kafa karıştırıcı olabiliyor. Aileleri en çok zorlayan şey ise "Başarısını ödüllendirelim mi yoksa normal bir şey ya da olması gereken bir durum gibi mi davranalım?" sorusu oluyor. Başarılı karne getiren çocuğunuza abartılı takdirlerden, abartılı hediyelerden veya tam aksine görmezden gelmelerden kaçının. Başarısını abartılı olarak takdir etmek; çocuğun başarısının hayatı boyunca sürekli takdir edileceği gibi bir yanılsamaya girmesine yol açıyor. Takdir görmediği zaman da gelecekte çabuk mutsuz olan, kendisine sürekli haksızlık yapıldığı duygusu içinde yaşayan bir yetişkin olabiliyor. Gelişebilecek bir başka sorun da; hayatını başarılı olmak ya da olmamak üzerinden kurgulaması. Aileler çocuğa hayattaki tek başarı göstergesini karne ve notlarmış gibi algılatırsa, çocuk yaptığı her işi sorgulayan, sürekli başarılı olup olmadığını sorgulayan ve mutluluk için başarıyı kriter haline getiren biri olabiliyor. Bunun aksine başarısını görmezden gelmek ise çocuğun takdir edilmediği için kendisinin ve yaptıklarının önemli olmadığı duygusuna yol açıp, zayıf bir benlik geliştirmesine neden olabiliyor. Gelecekte de yaptığı şeyleri ve kendini önemli görmeyen biri olabiliyor.

KARNESİ KÖTÜ İSE… 

Aşağılayıcı cümleler sarf etmeyin: Aşağılayıcı, benlik gelişimini etkileyici cümleler sarf etmeyin. "Senden bir şey olmaz" gibi cümleler, kendini gerçekleştiren kehanete dönüşüp, gerçek olabiliyor. Ayrıca onu etiketleyen ve küçük düşüren lakaplardan da mutlaka kaçının. "Sen zaten aptalsın" demek çocuğun aptalmış gibi hissetmesine ve bunu içselleştirebilmesine neden oluyor.

Aile olarak tutumlarınızı gözden geçirin: Çocuğunuzun karnesi aslında ebeveyn olarak sizlerin de karnesi. Çocukla beraber neden başarılı olamadığınızın cevaplarını aramanız önemli. Aile olarak tutumlarınızı gözden geçirin, kendinizi eleştirin. Çünkü bazen aile içi stres faktörleri de çocuğun okul başarısını etkileyebiliyor.

Tatlı sert bir tutum geliştirin:Despotik tutumlar, çocuğun ders çalışma hevesini iyice söndürebiliyor. Bu nedenle tatlı-sert bir tutum geliştirmek gerekiyor. Çocuk başarısız diye tatilinin tümünü cezalı ya da ders çalışarak geçirmesi de doğru değil, çünkü okul için gerekli motivasyonu kalmayabiliyor. Bu nedenle oyun-etkinlik ve ders çalışma arasında denge kurmalısınız. Çocuğunuzun zorlandığı konularla ilgili daha çok kaynak edinmek ve beraber çalışmak, faydalı olur.

Kendi algınızı gözden geçirin: Anne baba olarak başarıya dair kendi algılarınızı da gözden geçirmenizde fayda var. Çünkü bazı ebeveynler o kadar mükemmeliyetçidirler ki, çocuğun bir tane 4 olan notunu bile başarısızlık olarak görebilirler.

Karnesiyle ilgili fikrini sorun: Çocuğunuzla “karnen üzerine konuşalım, neler düşünüyorsun” diyerek ona kendi durumuyla ilgili soru sormanız faydalı olacaktır. Bu hem aranızdaki ilişkiyi zedelemez, hem de kendi yaptıklarının sorumluluğunu daha fazla üstlenmesine olanak vermiş olur.

Öğretmenleriyle görüş alış verişinde bulunun: Öğretmen ya da öğretmenleriyle görüş alışverişinde bulunmanız da önemli. Çocuğunuzun örneğin dikkat eksikliği, kaygı bozukluğu veya akranlarıyla sorun yaşamak gibi okulda başarılı olmasını güçleştiren bir sorun var mı? Bunu tespit edip öncelikle okuldaki rehberlik servisleriyle görüşmeniz ve sonrasında da bir çocuk ruh sağlığı uzmanından yardım almanız faydalı olacaktır.

Kaygı bozukluğu ve depresyon gelişebilir

Karne bir sonuçtur ama asla tek başına bilgi verici değildir. Notlar bazen çocuğun gerçek ilgi, beceri ve gayretini yansıtmayabiliyor. Çünkü okul başarısı, gerçek hayatta başarılı olup olmamayı belirleyen bir kriter çoğunlukla olmuyor. Bu yüzden kötü karne alan çocuğa yaklaşırken ebeveynlerin bu duruma bir sonuç değil, bir süreç olarak bakmaları gerekiyor. Çocuğa kötü davranmak, cezalandırmak onu iyice umutsuzluğa sürükleyebiliyor. Ayrıca motivasyonu kırılan çocuğun ikinci dönemde durumunu toparlaması da pek mümkün olamayabiliyor. Çocuğu başarılı olamadığı için fiziksel ya da sözel şiddet uygulamak depresyon ve kaygı bozukluğu gibi durumların gelişmesine yol açabiliyor.