Daha iyi bir deneyim için konum izni vermelisiniz.
Size nasıl yardımcı olabiliriz?
Lenfödem (fil hastalığı), lenf sıvısının vücuttaki dolaşımında meydana gelen bozukluklar sonucu dokularda birikerek şişlik oluşturmasıdır. Genellikle kollar ve bacaklarda görülen bu durum, ilerleyen evrelerde ciddi şekil bozukluklarına yol açabilir. Hastalığın belirtileri arasında şişlik, ağırlık hissi, deri kalınlaşması, ağrı ve hareket kısıtlılığı bulunur. Lenfödemin nedenleri arasında lenf düğümleri veya damarlarının doğuştan anormallikleri (primer lenfödem), ameliyat, radyoterapi, enfeksiyon veya travma gibi dış etkenler (sekonder lenfödem) yer alır. Erken teşhis ve tedavi, ilerlemesini önlemek için önemlidir.
İçindekiler

Lenfödem (Fil Hastalığı) Nedir?

Lenfödem (fil hastalığı) , lenf sıvısının dokular arasında birikmesi sonucu oluşan şişlik durumudur. Genellikle kol ve bacaklarda görülen bu durum, lenf düğümlerinin hasar görmesi veya yetersiz çalışması nedeniyle ortaya çıkar. Fil hastalığı olarak da bilinen bu rahatsızlık, sıklıkla cerrahi müdahaleler, enfeksiyonlar, radyoterapi veya genetik faktörler sonucunda gelişir. Tedavi edilmediğinde ilerleyerek cilt kalınlaşması ve hareket kısıtlılığı gibi sorunlara yol açabilir.

Lenfödem, dünya genelinde yaklaşık 200 ila 250 milyon kişiyi etkileyen yaygın ve kronik bir sağlık sorunudur. Sadece Amerika Birleşik Devletleri’nde yaklaşık 10 milyon kişi lenfödem ile yaşamakta olup, bu sayı HIV, Parkinson, multipl skleroz gibi hastalıklardan etkilenenlerin toplamından fazladır.

Lenfödemin yaygınlığı bölgelere göre değişiklik göstermekte ve özellikle gelişmekte olan ülkelerde parazitik enfeksiyonlar, örneğin lenfatik filaryazis gibi faktörlerden etkilenir. Lenfatik filaryazis, dünya genelinde yaklaşık 70 milyon lenfödem vakasına yol açar ve bu vakaların büyük kısmı Asya, Güney Amerika ve Afrika’da görülür. Gelişmiş ülkelerde ise lenfödem genellikle kanser tedavilerinin bir sorunu olarak ortaya çıkar ve meme kanseri tedavisi gören hastaların %30’una kadar etkileyebilir. Doğuştan gelen ya da kalıtsal nedenlerle oluşan primer lenfödem daha nadir görülse de, bu durum da küresel hastalık yüküne önemli ölçüde katkı sağlar.

Lenfödem (Fil Hastalığı) Vücudun Neresinde Olur?

Lenfödem genellikle kollar ve bacaklarda görülür ve hangi bölgenin etkilendiği altta yatan nedenlere bağlıdır. Kol lenfödemi, özellikle meme kanseri tedavisi gören hastalarda yaygın olarak ortaya çıkar. Lenf nodu çıkarılması veya radyasyon tedavisinin ardından meme kanseri hastalarının yüzde 30’una kadar olan kısmında kol lenfödemi gelişebilir.

Bacak lenfödemi ise genellikle jinekolojik kanserler, prostat kanseri veya melanom gibi kanser türlerinin tedavisinden sonra görülür. Düşük ve orta gelirli ülkelerde bu tür tedavilere bağlı bacak lenfödemi ortalama yüzde 10 oranında görülür. Ayrıca, lenfatik filaryazisin yaygın olduğu bölgelerde enfeksiyonlar nedeniyle bacak lenfödemi daha sık karşılaşılan bir durumdur. Dünya genelindeki yaklaşık 70 milyon lenfödem vakasının büyük kısmı bacakları etkiler ve bu vakalar daha çok Asya, Güney Amerika ve Afrika’da görülür. Gelişmiş ülkelerde kol lenfödemi meme kanseri tedavileriyle ilişkilendirilirken bacak lenfödemi jinekolojik kanserler ve enfeksiyonlarla daha fazla ilişkilidir.

Lenfödem (Fil Hastalığı) Kimlerde Görülür?

Lenfödem her yaş ve geçmişten bireylerde görülebilse de bazı faktörler bu durumu geliştirme riskini artırır. Kanser ve kanser tedavileri, özellikle lenf nodlarının çıkarıldığı cerrahi işlemler veya radyasyon tedavisi (radyoterapi), lenfatik drenajı bozarak lenfödem oluşumuna neden olabilir. Cilt enfeksiyonları, özellikle selülit, lenfatik damarları hasara uğratabilir ve tropikal bölgelerdeki filaryazis gibi parazitik enfeksiyonlar da lenfödem riskini artırır.

Aşırı kilo, özellikle vücut kitle indeksi 60’ın üzerinde olan bireylerde, lenfatik akışı bozarak lenfödem gelişimini kolaylaştırabilir. Kronik venöz yetmezlik gibi damar hastalıkları, lenfatik sistem üzerinde yük oluşturarak sıvı birikimine yol açabilir. Hareket kısıtlılığı, örneğin hastalık ya da artrit nedeniyle azalan hareketlilik, lenfatik akışı engelleyerek lenfödem riskini artırır. Ayrıca travma sonucu oluşan büyük çürükler veya yumuşak doku hasarları lenfatik damarları etkileyebilir. Doğuştan gelen genetik bozukluklar, örneğin Milroy hastalığı ve Meige hastalığı, primer lenfödem oluşumuna neden olabilir. Bu risk faktörlerine sahip bireyler lenfödem gelişimine daha yatkındır ve erken tanı ile tedavi, hastalığın ilerlemesini kontrol altına almak için hayati önem taşır.

Lenfödem (Fil Hastalığı) Belirtileri Nelerdir?

Lenfödem, lenf sıvısının birikimi sonucu oluşan şişlik ile ilişkili kronik bir hastalıktır ve genellikle kol veya bacaklarda görülür. Yaygın belirtileri arasında kademeli olarak gelişebilen kol veya bacakta (parmaklar ve ayak parmakları dahil) fark edilir bir şişlik, etkilenen uzuvda ağırlık veya sıkılık hissi, hareket kısıtlılığı, selülit gibi cilt enfeksiyonlarına yatkınlık ve cildin sertleşerek kalınlaşması veya kaba bir dokuya dönüşmesi gibi değişiklikler bulunur. Bu semptomlar hafiften şiddetliye kadar değişiklik gösterebilir ve tedavi edilmediğinde zamanla kötüleşebilir. Erken teşhis ve tedavi, lenfödemin ilerlemesini kontrol altına almak ve yaşam kalitesini artırmak açısından hayati öneme sahiptir.

Lenfödem belirtileri şu şekildedir:

  • Kol veya bacakta belirgin şişlik,
  • Etkilenen bölgede gerginlik veya ağırlık hissi,
  • Derinin sertleşmesi veya kalınlaşması (fibrozis),
  • Deride renk değişiklikleri, kuruluk veya çatlaklar,
  • Etkilenen bölgenin çevresinde sıkılaşma hissi,
  • Ciltte enfeksiyon belirtileri (kızarıklık, sıcaklık artışı, ağrı),
  • Hareket kısıtlılığı ve eklem sertliği,
  • Takı veya kıyafetlerin sıkmaya başlaması,
  • İlerlemiş vakalarda fil benzeri bir görünüm (aşırı şişlik ve deri değişiklikleri).

Lenfödemde özellikle kol ve bacaklarda meydana gelen şişlik, hastalığın en sık rastlanan belirtisidir ve genellikle ilerleyici bir seyir izler. Bunun yanı sıra, ciltte sertleşme, kalınlaşma ve renk değişiklikleri gibi durumlar da lenfödemin tipik belirtileri arasında yer alır. İleri evrelerde hareket kısıtlılığı ve enfeksiyonlara yatkınlık gibi risk faktörleri görülebilir.

Lenfödem (Fil Hastalığı) Neden Olur?

Lenfödem, lenf damarlarının lenf sıvısını yeterince boşaltamaması nedeniyle oluşur. Bu durum genellikle kol veya bacaklarda şişlik olarak kendini gösterir. En yaygın nedenler arasında kanser, lenf damarlarının kanser hücreleri tarafından tıkanması, enfeksiyonlar, cerrahi müdahaleler, radyoterapi veya doğuştan gelen lenf sistemi sorunları yer alır.

Lenfödemin yaygın nedenleri şunlardır:

  • Lenf düğümlerinin alınması (örneğin, kanser tedavisi sırasında),
  • Kanser hücrelerinin lenf damarlarını tıkaması,
  • Radyasyon terapisi nedeniyle lenf damarlarının hasar görmesi,
  • Doğuştan gelen lenf sistemi anomalileri (primer lenfödem),
  • Travma veya cerrahi işlemler sonrası lenf yollarının zedelenmesi,
  • Enfeksiyonlar (örneğin, filaryazis gibi tropikal parazit enfeksiyonları),
  • Şişmanlık veya obezite,
  • Damar sistemi hastalıkları,
  • Uzun süreli hareketsizlik veya yatak istirahati.

Lenfödem, genellikle çeşitli sağlık sorunlarının veya tedavilerinin bir sonucu olarak ortaya çıkabilen karmaşık bir rahatsızlıktır. Örneğin, meme kanseri tedavisinde, memeyle birlikte koltukaltındaki lenf nodüllerinin cerrahi olarak alınması lenf akışını bozabilir ve bu durum kolda lenfödem gelişimine neden olabilir. Ayrıca, cerrahi işlem yapılmasa bile radyoterapi, lenf nodüllerinin işlevini bozarak lenfödem riskini artırabilir. Ancak bu, lenf nodüllerinin alınmasının her hastada kesinlikle lenfödem oluşturacağı anlamına gelmez. Öyle ki, koltukaltı lenf nodülleri alınan ve radyoterapi gören meme kanseri hastalarının %25’inde lenfödem geliştiği belirtilmektedir.

Bunun yanı sıra, lenfödemin gelişiminde kronik venöz yetmezlik ve lipödem gibi diğer sağlık sorunları da etkili olabilir. Kronik venöz yetmezlik, toplardamarların kanı yeterince kalbe taşıyamaması sonucu ortaya çıkar ve genellikle bacakların diz altı bölgesini etkiler. Bu durumda lenf sistemi, venöz sisteme destek olmaya çalışırken aşırı yüklenir ve zamanla işlevini yitirerek lenfödem oluşumuna zemin hazırlar. Lipödem ise özellikle kadınlarda görülen, vücuttaki simetrik yağ artışıyla karakterize bir durumdur. Bu artış, lenf sistemine fazladan su ve protein taşıma yükü bindirerek sistemin bozulmasına ve lipödem kaynaklı lenfödemin gelişmesine yol açar. Her iki durumda da erken müdahale ve doğru yönetim, hastalığın ilerlemesini önlemek açısından kritik öneme sahiptir.

Lenfödem (Fil Hastalığı) Türleri Nelerdir?

Lenfödem, nedenlerine bağlı olarak primer (genetik) ve sekonder (edinilmiş) lenfödem olmak üzere iki ana türe ayrılır. Her iki tür de farklı mekanizmalarla oluşsa da, doğru bir tedavi süreciyle semptomların yönetimi mümkündür.

Primer (Genetik) Lenfödem

Primer lenfödem, genetik faktörlere bağlı olarak gelişir ve doğuştan gelen bir durumdur. Bu türde, lenf damarlarının yapısal anormallikleri, yetersiz sayıda lenf düğümü veya lenf sisteminin tamamen gelişmemesi gibi sorunlar görülür. Genellikle çocukluk veya ergenlik döneminde belirti veren primer lenfödem, bazı durumlarda yetişkinlikte de ortaya çıkabilir. Daha çok bacakları etkiler ve şişlik, etkilenen bölgenin cilt yapısında kalınlaşma gibi belirtiler gösterebilir. Bu durum nadir görülse de, genetik yatkınlığı olan bireylerde daha yaygındır.

Sekonder (Edinilmiş) Lenfödem

Sekonder lenfödem, çevresel faktörler veya bir sağlık durumuna bağlı olarak gelişir. En yaygın nedenleri arasında cerrahi müdahaleler, özellikle kanser tedavileri sırasında lenf düğümlerinin alınması veya radyoterapi uygulamaları yer alır. Bunun yanı sıra enfeksiyonlar, travmalar veya filaryaz gibi parazit kaynaklı hastalıklar da sekonder lenfödemin oluşumuna yol açabilir. Bu tür lenfödem, genellikle etkilenen bölgede belirgin şişlik, ağrı ve hareket kısıtlılığı gibi semptomlara neden olur. Tedavi edilmediğinde ciltte kalıcı değişiklikler ve enfeksiyon riskinin artması gibi sorunlara yol açabilir.

Lenfödem (Fil Hastalığı) Tanısı ve Uygulanan Testler

Lenfödem tanısı, hastanın tıbbi geçmişi, fiziksel muayene ve gerekli görüntüleme yöntemleriyle konulur. İlk aşamada, şişlik, cilt değişiklikleri ve diğer tipik belirtilerin varlığı değerlendirilir. Tanıda, hastanın yaşadığı şişliklerin gün içinde artıp artmadığı, geçmişte geçirilen cerrahi işlemler, radyoterapi veya enfeksiyon gibi tetikleyici faktörler dikkate alınır.

Görüntüleme yöntemleri arasında lenfosintigrafi, lenfatik sistemin işlevini değerlendirmek için sık kullanılan bir tekniktir. Bunun yanı sıra, ultrason, doku hasarını veya lenf sıvısının birikimini doğrulamak için uygulanabilir. İleri vakalarda, lenfatik sistemin yapısını detaylı incelemek için manyetik rezonans görüntüleme (MR lenfografi) tercih edilebilir. Doğru ve zamanında yapılan tanı, uygun tedavi planlaması için kritik öneme sahiptir.

Lenfödem tanısında kullanılan testler şunlardır:

  • Fizik muayene : Şişliklerin incelenmesi ve cilt dokusunun durumu hakkında bilgi edinmek için yapılır,
  • Lenfosintigrafi : Lenf damarlarının ve düğümlerinin işlevselliğini değerlendirmek için radyoaktif bir madde kullanılarak yapılan görüntüleme testi,
  • Ultrason : Şişliklerin diğer nedenlerini (örneğin, damar tıkanıklıkları) dışlamak için ses dalgalarıyla yapılan görüntüleme testi,
  • MR (Manyetik Rezonans) görüntüleme : Lenf damarları ve yumuşak dokuların detaylı görüntülenmesi için kullanılan bir yöntem,
  • BT (Bilgisayarlı Tomografi) : Lenf damarlarının veya çevredeki dokuların yapısal anormalliklerini değerlendirmek için yapılan görüntüleme testi,
  • Biyopsi : Lenf kanseri veya enfeksiyon gibi diğer durumların dışlanması için nadiren başvurulan bir yöntem,
  • Hacim ölçümü ve çevre ölçümü : Etkilenen bölgenin boyutlarını ve sıvı birikiminin derecesini değerlendirmek için yapılan ölçümler,
  • Deri ve cilt değerlendirmesi : Cilt dokusundaki değişiklikleri (sertleşme, renk değişimi vb.) belirlemek için yapılan detaylı inceleme.

Lenfödem (Fil Hastalığı) Tedavisi

Lenfödem tedavisinde amaç, lenf sıvısının birikimini azaltmak, semptomları hafifletmek ve yaşam kalitesini artırmaktır. Tedavi genellikle birden fazla yöntemin kombinasyonunu içerir ve kişiye özel olarak planlanır.

En yaygın tedavi yöntemlerinden biri manuel lenf drenajı (MLD) olarak bilinen özel bir masaj tekniğidir. Bu yöntem, lenf sıvısının düzgün bir şekilde dolaşmasını teşvik eder. Ayrıca, şişliği azaltmak için kompresyon terapisi uygulanır. Bu tedavide, bandajlar veya kompresyon giysileri kullanılarak lenf sıvısının birikmesi engellenir. Fiziksel terapi ve egzersiz de lenf akışını desteklemek ve hareket kabiliyetini artırmak için önerilir.

Daha ileri vakalarda, cerrahi müdahaleler de bir seçenek olabilir. Lenf düğümü transferi, lenf damarları ile venler arasında yeni bağlantılar oluşturulması gibi yöntemler, kalıcı şişliklerin tedavisinde etkili olabilir. Bunun yanı sıra, enfeksiyon riskini azaltmak için cilt bakımı önemlidir. Erken teşhis ve tedaviye uyum, lenfödemin ilerlemesini önlemek ve hastanın yaşam kalitesini korumak açısından büyük önem taşır.

Cerrahi Seçenekler

Lenfödem tedavisinde cerrahi müdahaleler, lenfatik drenajı iyileştirmek veya etkilenen bölgenin hacmini azaltmak amacıyla uygulanır. Bu cerrahi yöntemler, genel olarak iki ana gruba ayrılır: lenfatik sistemin işlevini yeniden kazandırmayı hedefleyen “fizyolojik prosedürler” ve biriken doku ile yağ dokusunun çıkarılmasına odaklanan “eksizyonel prosedürler.” Hastanın lenfödem derecesi ve kişisel ihtiyaçlarına göre seçilen bu yaklaşımlar, kapsamlı bir tedavi planının parçası olarak birlikte değerlendirilebilir.

Fizyolojik Prosedürler

Fizyolojik prosedürler, lenfatik drenajı destekleyip doğal akışı yeniden sağlayarak lenfödemin etkilerini azaltmayı amaçlayan cerrahi yaklaşımlardır. Bu kapsamda, Lenfatikovenöz Anastomoz (LVA) yöntemi ile lenfatik damarlar yakındaki venlere bağlanarak lenf sıvısının tıkanmış kanalları bypass etmesi sağlanır ve özellikle erken evre lenfödemde etkili sonuçlar sunar. Bir diğer yöntem olan Vaskülarize Lenf Düğümü Transferi (VLNT) ise sağlıklı lenf düğümlerinin vücudun başka bir bölgesinden alınarak lenfödemli bölgeye nakledilmesi yoluyla lenfatik drenaj yollarının yeniden oluşturulmasını hedefler.

Eksizyonel (Debulking) Prosedürler

Eksizyonel (debulking) prosedürler, ileri evre lenfödemde ortaya çıkan fazla yağ dokusu ve fibröz yapıyı azaltmak veya çıkarmak amacıyla uygulanan cerrahi yöntemlerdir. Bu kapsamda liposuction, özellikle belirgin yağ birikiminin olduğu durumlarda kullanılır ve ameliyat sonrasında genellikle sürekli kompresyon terapisiyle desteklenir. Öte yandan eksizyonel cerrahi, örneğin Charles prosedürü gibi tekniklerle deri ve deri altı dokuların çıkarılmasını içerir. Ancak daha az invaziv yöntemlerin gelişmesiyle, eksizyonel cerrahiler günümüzde daha çok ağır vakalarla sınırlı kalmaktadır.

Cerrahi müdahale seçimi, lenfödemin evresi, hastanın genel sağlık durumu ve fonksiyonel lenfatik damarların varlığı gibi faktörlere bağlıdır. Cerrahi, genellikle kompresyon terapisi, fizik tedavi ve cilt bakımı gibi konservatif yöntemlerle desteklenen kapsamlı bir tedavi stratejisinin parçasıdır. Uygun tedavi planı için uzman bir cerrahi ekip ile değerlendirme yapılması önemlidir.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Bacakta Lenfödem Belirtileri Farklı Mıdır?

Benzer belirtiler bacakta da görülür; genellikle şişlik, dolgunluk ve cilt değişiklikleriyle kendini belli eder.

Lenfödem Tedavisi Nasıl Yapılır?

Fizyolojik ve eksizyonel cerrahinin yanı sıra manuel lenf drenajı, kompresyon ve egzersiz gibi yöntemler birlikte uygulanabilir.

Cerrahi Müdahaleler Hangi Durumlarda Tercih Edilir?

İleri evre lenfödem ya da diğer tedavilere direnç gösteren vakalarda cerrahi müdahaleler önerilir.

Fizyolojik Prosedürler Kalıcı Mıdır?

Doğru hasta seçiminde uzun süreli rahatlama sağlar, ancak sonuçlar kişiden kişiye değişebilir.

Eksizyonel Prosedürler Sonrasında Nelere Dikkat Edilmelidir?

Genellikle uzun süreli kompresyon ve düzenli kontrol gereklidir; bakım sürecine özen göstermek önem taşır.

Tedavi Başarısını Artırmak İçin Günlük Hayatta Neler Yapılabilir?

Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme, doktor önerilerine uymak ve kompresyon ürünlerini doğru kullanmak yararlıdır.

Lenfödem Geçer Mi?

Tamamen iyileşmesi her zaman mümkün olmayabilir. Ancak erken teşhis ve düzenli tedavi sayesinde şişlik büyük ölçüde kontrol altına alınabilir.

Lenfödem Tehlike Mi?

Tedavi edilmezse enfeksiyon (örn. selülit) ve doku hasarı gibi sorunlara yol açabilir. Bu nedenle mutlaka uzman desteği almak önemlidir.

Lenfödem Daha Çok Hangi Yaşlarda Görülür?

Lenfödem her yaşta görülebilir. Ancak kanser tedavisi (örneğin meme kanseri ameliyatı veya radyoterapisi) gibi faktörlere bağlı olarak özellikle orta ve ileri yaş gruplarında daha sık ortaya çıkar. Doğuştan (primer) lenfödem ise bazen çocukluk veya ergenlik döneminde belirti vermeye başlayabilir.

Zerdeçal Lenfödem’e İyi Gelir Mi?

Zerdeçal (kurkumin içeriği sayesinde) anti-enflamatuvar özelliğe sahip bir bitkisel destek olarak düşünülür. Ancak lenfödemin doğrudan tedavisi için zerdeçalın tek başına yeterli olduğu veya belirgin bir iyileşme sağladığına dair bilimsel kanıt yeterli değildir.

Acıbadem Web ve Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır. Güncellenme Tarihi: 10 Ocak 2025 Cuma Yayımlanma Tarihi: 21 Ocak 2019 Pazartesi
Bu içeriği ortalama 10 dakikada okuyabilirsiniz.

Tıbbi Birimler

Bize Ulaşın

Bilgi talepleriniz için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.

Acıbadem Sağlık Grubu olarak size daha iyi ve kaliteli bir hizmet sunabilmemiz için istek, öneri, teşekkür ve şikayetlerinizi aşağıdaki formu doldurarak ya da 444 55 44 numaralı telefondan tarafımıza ulaşarak bildirebilirsiniz.

Devamı
Devamı
Güvenlik Kodu

KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU

Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.

1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları

Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:

Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:

İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.

2. Kişisel Verilerin Aktarılması

Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.

3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi

Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;

Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.

4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız

Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;

Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.

5. Veri Güvenliği

Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.

6. Şikayet ve İletişim

Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;

Kanun kapsamındaki taleplerinizi, https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.

YUKARI
İçindekiler