Daha iyi bir deneyim için konum izni vermelisiniz.
Size nasıl yardımcı olabiliriz?
Serebral palsi, beyin felci olarak da bilinen ve genellikle doğum öncesi, doğum sırası veya doğum sonrasında beyinde meydana gelen hasarlar sonucunda oluşan kalıcı bir hareket ve duruş bozukluğudur. Bu durum, kas hareketlerini, tonusunu ve vücut duruşunu etkileyerek yaşam boyunca çeşitli fiziksel engellere yol açar. Serebral palsinin belirtileri bebeklik döneminde veya okul öncesi yıllarda ortaya çıkar ve hareket bozuklukları, anormal refleksler, uzuvların gevşekliği veya sertliği, istemsiz hareketler ve kararsız yürüme gibi semptomlarla kendini gösterir. Serebral palsi geçiren bireyler yutma problemleri yaşayabilir, göz kaslarındaki dengesizlik nedeniyle odaklanma sorunları çekebilir ve kaslardaki sertlik nedeniyle hareket kısıtlılığı yaşayabilirler. Serebral palsi çeşitleri spastik, atetoid, ataksik ve karma türler olarak sınıflandırılır ve her bir tür farklı tedavi ve rehabilitasyon yaklaşımlarını gerektirir.
İçindekiler

Serebral Palsi Nedir?

Serebral palsi, yani beyin felci insan vücudundaki kasların hareketlerini, tonusunu veya vücudun duruşunu etkileyen bir grup fiziksel engel durumuna verilen isimdir. Serebral Palsi çoğunlukla doğumdan önce olmak üzere olgunlaşmamış beynin gelişmesi sırasında meydana gelen hasardan kaynaklanır.

Bu sebeple serebral palsinin belirti ve semptomları bebeklikte veya okul öncesi yıllarda ortaya çıkar. Genel olarak hareket bozukluklarına ve bunlarla ilgili anormal reflekslere, uzuvların ve gövdenin gevşekliğine veya sertliğine, anormal pozisyonda durmaya, istemsiz hareketlere, kararsız yürümeye veya bunların bir kombinasyonuna neden olur.

Serebral palsi geçiren bireyler yutma problemleri yaşayabilirler ve genellikle göz kaslarındaki bir dengesizlik nedeniyle gözlerini aynı nesneye doğru odaklamakta güçlük çekebilirler. Ayrıca kaslardaki kasılmanın sertliği nedeniyle bireyin vücudunun çeşitli eklemlerinde hareket aralığını azalmış olabilir.

Serebral palsinin günlük faaliyetler üzerindeki etkisi bireyden bireye büyük farklılıklar gösterir. Bazı vakalarda bireyin normal yürümesi mümkünken, diğer vakalarda yardım gerekli olabilir. Bazı bireylerde normal veya normale yakın zihinsel gelişim gözlemlenirken, diğerlerinde zihinsel engellerin çıkması mümkündür. Eş zamanlı görülen diğer durumların arasında epilepsi , körlük veya sağırlık da olabilir.

Serebral Palsi Çeşitleri Nelerdir?

Serebral palsi çeşitleri, etkilenen beyin bölgelerine ve belirtilerin türüne göre sınıflandırılır. Başlıca Serebral palsi türleri şunlardır:

  • Spastik Serebral Palsi: Kaslarda sertlik ve spazmlar, hareket kısıtlılığı ile karakterizedir. En yaygın SP türüdür.
  • Atetoid (Diskinetik) Serebral Palsi: Kontrol edilemeyen ve istemsiz hareketler, kas tonusunun değişkenliği görülür.
  • Ataksik Serebral Palsi: Denge ve koordinasyon problemleri, titreme ve düzensiz hareketler ile kendini gösterir.
  • Karma Serebral Palsi: Yukarıdaki türlerin bir kombinasyonu olarak, birden fazla semptomun bir arada görüldüğü durumdur.

Her serebral palsi türü, farklı tedavi ve rehabilitasyon yaklaşımlarını gerektirir. Bu nedenle, bireysel değerlendirme ve kişiselleştirilmiş tedavi planı önemlidir.

Serebral Palsi Neden Olur?

Serebral palsi, çoğunlukla çocuk doğmadan önce beyin gelişiminde ortaya çıkan bir anormallik veya bozulmadan dolayı meydana gelen hasardan kaynaklanır. Birçok vakada bu hasarın tam nedeni bilinmemektedir. Beyin gelişimi ile ilgili sorunlara yol açabilecek çeşitli faktörler mevcuttur:

  • Annede görülen enfeksiyonların gelişmekte olan fetüsü etkilemesi.
  • Anormal gelişime yol açan kalıtsal gen mutasyonları.
  • Beynin içinde veya çevresinde iltihaplanmaya neden olan bebek enfeksiyonları.
  • Bir kaza veya düşmeden kaynaklanan kafa travması.
  • Fetal inme, yani gelişmekte olan beyne kan akışında bozulma.
  • Rahimde veya yenidoğan olarak beyin kanaması.
  • Zorlu bir doğum nedeniyle beyne giden oksijende eksiklik, ani asfiksi.

Bunlarla birlikte bir takım faktörler serebral palsi riskini artırabilir. Bunların arasında öncelikle anne sağlığı bulunmaktadır. Hamilelik sırasında bazı enfeksiyonlar veya toksik maruziyetler, bebekte serebral palsi riskini önemli ölçüde artırabilir.

Sitomegalovirüs virüsü, grip benzeri semptomlara neden olur ve ilk aktif enfeksiyonun hamilelik sırasında gerçekleşmesi durumunda doğum kusurlarına yol açabilir. Kızamıkçık viral bir enfeksiyondur ve aşı ile önlenmesi mümkündür. Uçuk , yani herpes hamilelik sırasında rahim ve plasentayı etkileyerek anneden çocuğa geçebilir.

Enfeksiyon tarafından tetiklenen iltihaplanma, doğmamış bebeğin gelişen sinir sistemine zarar verebilir. Toksoplazmozis kontamine gıdalarda, toprakta ve enfekte kedilerin dışkısında bulunan bir parazitten kaynaklanır ve bebekte serebral palsi gelişimine neden olabilir. Annede görülen zika virüsü enfeksiyonu, bebeğin kafa boyutlarının normalden küçük olmasına yani mikrosefaliye ve serebral palsinin gelişmesine neden olabilir.

Frengi , cinsel yolla bulaşan bakteriyel bir enfeksiyondur ve bebekte serebral palsi gelişimine neden olabilir. Bunların yanı sıra anne sağlığında serebral palsi riskini artırabilecek diğer durumlar arasında tiroid sorunları , zihinsel engeller veya havale nöbetleri veya metil cıva gibi toksinlere maruz kalma yer alır.

Çeşitli bebek hastalıkları da yeni doğmuş bir bebekte serebral palsi riskini büyük ölçüde artırabilir. Bakteriyel menenjit enfeksiyonu beyni ve omuriliği çevreleyen zarlarda iltihaplanmaya neden olabilir. Viral ensefalit ise benzer şekilde beyni ve omuriliği çevreleyen zarlarda iltihaplanmaya neden olur.

Sarılık cildin sararması olarak gözlemlenir. Bu durum, "kullanılmış" kan hücrelerinin vücudun normal faaliyetleri esnasında ürettiği bazı yan ürünleri kan dolaşımından filtrelenmediğinde ortaya çıkar ve şiddetli veya tedavi edilmemiş sarılık serebral palsiye neden olabilir. Son olarak bebeğin rahimde inme geçirmesi nedeniyle gerçekleşen beyin kanaması serebral palsiye neden olabilir.

Hamilelik ve doğumla ilgili çeşitli faktörler de serebral palsi riskini artırabilir. Ancak bunların potansiyel katkısı sınırlıdır. Doğum başlangıcında ters, yani ayakları önde gelen bebeklerde serebral palsi gelişmesi ihtimali daha yüksektir. 2.5 kg ağırlıktan daha hafif bebeklerde de serebral palsi riski yüksektir.

Ancak ağırlık arttıkça bu risk azalır. Rahimi paylaşan bebek sayısının artması serebral palsi riskini artırabilir. Dahası bir ya da daha fazla bebeğin ölmesi, sağ kalanlarda riski artırır. Erken doğum sonucunda 28 haftadan daha kısa sürede doğan bebekler serebral palsi riski daha yüksektir. Bir bebek ne kadar erken doğarsa, serebral palsi riski o kadar büyük olur.

Serebral Palsinin Belirtileri Nelerdir?

Serebral palsinin belirti ve bulguları, beyindeki hasarın konumuna ve ağırlığına göre büyük ölçüde değişebilir. Serebral palsi ile bağlantılı hareket ve koordinasyon problemleri şunlardır:

  • Aşırı salya akıtma veya yutma problemleri.
  • Ayak parmakları üzerinde yürüme, çömelerek yürüme, dizleri çaprazlayarak yürüme, geniş adımlarla yürüme veya asimetrik yürüme gibi yürüyüş zorlukları,
  • Denge ve kas koordinasyonu eksikliği (ataksi).
  • Düğme iliklemek veya eşya almak gibi ince motor becerilerinde zorluk çekmek.
  • Emme veya yeme sırasında güçlükler.
  • Hareket sırasında vücudun bir tarafını tercih etmek, örneğin hep aynı el ile uzanmak, veya emeklerken bir ayağı sürüklemek.
  • Havale ve titreme nöbetleri.
  • Kas tonusunda çok sert veya çok yumuşak olma gibi değişiklikler.
  • Kolları yukarı itme, oturma veya emekleme gibi motor becerileri kazanmada gecikme.
  • Konuşma gelişiminde gecikmeler veya konuşma güçlüğü.
  • Normal refleksleri olan, ancak sürekli sert kaslar (sertlik).
  • Öğrenme zorlukları.
  • Sert kaslar ve abartılı refleksler (spastisite).
  • Titreme veya istemsiz hareketler.
  • Yavaş, kıvranma şeklinde hareketler.

Serebral palsi bireyin tüm vücudunu etkileyebilir veya vücudun bir tarafına ya da tek bir uzva odaklanmış etki gösterebilir. Serebral palsi oluşturan beyin bozukluğu zaman içerisinde değişiklik göstermez. Bu nedenle semptomlar genellikle ilerleyen yaşla birlikte daha ağır bir hal almaz.

Bununla birlikte, bazı vakalarda çocuk büyüdükçe, bazı belirtiler daha belirgin bir hal alabilir veya daha hafifleyebilir. Kas kısalması ve kas sertliği durumları aktif bir şekilde tedavi edilmezse daha ağır bir hal alabilir. Serebral palsi ile ilişkili beyin anormallikleri çeşitli nörolojik sorunlara da katkıda bulunabilir:

  • Ağız hastalıkları.
  • Anormal dokunma veya ağrı algıları.
  • Çeşitli zihinsel engel türleri.
  • Görme ve duyma güçlüğü.
  • Havale ve titreme nöbetleri.
  • İdrar kaçırma.
  • Ruh sağlığı sorunları.

Çocuğun gelişimindeki gecikmeler veya hareketlerindeki bozukluklar için hızlı bir teşhis konulması önemlidir. Eğer çocuğun çevresiyle ilgili farkındalık kaybı, bedensel hareketlerinde bir anormallik, anormal kas tonusu, koordinasyon bozukluğu, yutma güçlüğü, veya göz kaslarında uyumsuzluk gözlemlendiyse veya bunlarla ilgili endişeler mevcutsa mutlaka bir çocuk doktoruna danışılması gereklidir.

Serebral Palsi Tanısı Nasıl Konulur?

Serebral palsi belirtileri ve semptomları hafif başlayarak zamanla daha belirgin hale gelebilir, bu nedenle doğumdan birkaç ay sonrasına kadar tanı konmaması mümkündür. Bununla birlikte doktor çocukta serebral palsi olduğundan şüphelenirse, çocuğunuzun belirti ve semptomlarını değerlendirecek, büyümeyi ve gelişimi izleyecek, çocuğunuzun tıbbi geçmişini gözden geçirecek ve fizik muayene yapacaktır.

Doktor bu aşamada bireyi ve çocuğu beyin ve sinir sistemi rahatsızlıkları olan çocukların tedavisi için eğitilmiş bir uzmana yani bir pediyatrik nöroloğa, pediatrik fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzmanına veya çocuk gelişim uzmanına yönlendirebilir. Teşhis koymak ve diğer olası nedenleri dışlamak için bir dizi test gerekli görülebilir.

Bu testlerin arasında öncelikle beyin taramaları gelir. Beyin görüntüleme teknolojileri, beyindeki hasar veya anormal gelişim alanlarını ortaya çıkarabilir. MR , yani Manyetik Rezonans Görüntüleme taramas ı, çocuğun beyninin ayrıntılı 3B veya enine kesit görüntülerini üretmek için radyo dalgalarını ve manyetik alanları kullanır.

Bu sayede MR büyük olasılıkla çocuğun beynindeki olası lezyonları veya anormallikleri tanımlayabilir. Ağrısız olan bu test gürültülüdür ve tamamlanması bir saat kadar sürebilir. Çocuğa tarama öncesinde bir yatıştırıcı veya hafif bir genel anestezi uygulanabilir.

Kraniyal ultrason bebeklik döneminde gerçekleştirilebilir ve beynin görüntülerini üretmek için yüksek frekanslı ses dalgaları kullanır. Ultrason , MR kadar ayrıntılı bir görüntü oluşturmaz, ancak hızlı ve ucuz olduğu için kullanılabilir. Bu sayede bir ön değerlendirme yapılmasını sağlayabilir.

Çocuğun havale nöbeti geçirdiği şüphesi varsa, bir EEG yani elektroensefalogram durumu daha derinlemesine değerlendirebilir. Epilepsili bir çocukta da havale nöbetleri gelişebilir. EEG testinde, çocuğun kafa derisine bir dizi elektrot takılır ve beyindeki elektriksel aktivite kaydedilir. Epilepside normal beyin dalgası modellerinde değişiklik olması yaygın görülür.

Beyin taramalarının yanı sıra yapılacak laboratuvar tahlillerinde kullanılacak kan veya idrar örnekleri sayesinde genetik veya metabolik problemlerin saptanması mümkün olabilir.

Serebral palsi teşhisi konulduğu durumda, birey bozuklukla ilişkili diğer durumların varlığını belirlemek üzere daha fazla testin uygulanması için uzmanlara yönlendirilebilir. Bu testler sayesinde görme, işitme, konuşma, zihinsel gelişim ve hareket konularındaki sorunlar belirlenebilir.

Serebral Palsi Nasıl Tedavi Edilir?

Serebral palsi olan çocuklar ve yetişkinler, bir tıbbi bakım ekibiyle uzun süreli bakım ihtiyacı duyarlar. Çocuğun tıbbi bakımını sağlayacak ekibin içinde durumun ağırlığına göre bir çocuk doktoru veya psikiyatrist ile muhtemelen bir çocuk nöroloğunun yanı sıra, çeşitli fiziksel ve ruhsal terapi uzmanları da bulunabilir.

Serebral palsinin tedavi sürecinde asıl hedef bireyin semptomlarının en aza indirgenmesi ve hayat kalitesinin en yukarıda tutulmasıdır. Bunun için kas gerginliğini azaltabilen ilaçlar, işlevsel yetenekleri geliştirmek, ağrıyı tedavi etmek ve spastisite veya diğer serebral palsi semptomlarıyla ilişkili komplikasyonları yönetmek için kullanılabilir.

Doktor tarafından çeşitli ilaçlar sürekli kasılan belirli bir kası tedavi etmek için kas ve sinir enjeksiyonu şeklinde uygulanabilir. Bu enjekte edilen ilaçların yan etkileri arasında enjeksiyon bölgesinde hissedilen ağrı ve hafif grip benzeri semptomlar olabilir. Daha ciddi yan etkilerin görüldüğü vakalarda ise nefes alma ve yutma güçlüğü gözlemlenebilir.

Kasları gevşetmek için oral kas gevşeticiler sıklıkla kullanılır. Ancak bu amaçla kullanılan ilaçların bir kısmı bağımlılık riski taşıdığı için uzun süreli kullanılmak üzere önerilmez. Bu ilaçların yan etkileri arasında uyuşukluk, tansiyon değişiklikleri ve karaciğer hasarı riski bulunur.

Bazı vakalarda omuriliğe bir tüp ile ilaç pompalanması mümkündür. Bu pompa cerrahi bir müdahale ile karın derisinin altına implante edilir. Çocuğun salya akıtmasını kontrol altına almak için ilaç verilmesi mümkündür.

Serebral palsi tedavisinde ilaçların yanı sıra çeşitli terapiler de önemli bir rol oynar. Öncelikle fizik tedavi sürecinde yapılan kas eğitimi ve egzersizler çocuğun kas gücünün, esnekliğinin, dengesinin, motor gelişiminin ve hareketliliğinin artmasına yardımcı olabilir. Bu esnada ebeveyn çocuğun evde yıkanması ve beslenmesi gibi günlük ihtiyaçlarını nasıl güvenle sağlayabileceğini de öğrenebilir.

Hem fiziksel hem de mesleki terapistler doğumdan sonraki ilk bir - iki yıl boyunca, baş ve gövdede hareket kontrolü, emekleme, yuvarlanma ve kavrama gibi konularda destek sağlar. Daha sonra, her iki terapist de tekerlekli sandalyenin gerekliliğinin değerlendirmelerini gerçekleştirir. Çocuğun yürümesine ve kas gelişimine yardımcı olması için diz bağları, ya da ateller önerilebilir.

Mesleki terapistler, çocuğun evde, okulda ve toplumdaki günlük aktivitelerde ve rutinlerde bağımsızlık kazanmasına yardımcı olmak için çalışır. Çocuk için önerilen adaptif ekipmanların arasında yürüteçler, dört ayaklı bastonlar, oturma sistemleri veya motorlu ve tekerlekli sandalyeler bulunabilir.

Konuşma dili patologları , çocuğun açıkça konuşmasına veya işaret dilini kullanarak iletişim kurma yeteneğini geliştirmesine doğrudan yardımcı olabilir. Eğer iletişim zorluğu halen mevcutsa bilgisayar ve ses sentezleyici gibi iletişim cihazlarının kullanımını da öğretebilirler. Konuşma terapistleri ayrıca yeme ve yutma ile ilgili zorlukları da ele alabilirler.

Bazı vakalarda terapötik ata binme veya spor gibi düzenli veya uyarlanabilir rekreasyonel veya rekabetçi spor aktiviteleri serebral palsi olan bireye fayda sağlayabilir. Bu tür terapi çocuğun motor becerilerini, konuşmasını ve duygusal refahını geliştirmeye yardımcı olabilir.

Kas gerginliğini azaltmak veya spastisitenin neden olduğu kemik anormalliklerini düzeltmek için, özellikle de ciddi kontraktürleri veya deformiteleri olan çocukların kollarını, kalçalarını veya bacaklarını doğru pozisyonlarına yerleştirmek için kemikler veya eklemler üzerinde ortopedik cerrahi müdahale gerekebilir.

Cerrahi prosedürler ayrıca kontraktürlerle kısaltılmış kasları ve tendonları uzatabilir. Bu düzeltmeler sayesinde bireyin hissettiği ağrı azalabilir ve hareket kabiliyeti artabilir. Bu sayede bir yürüteç, atel veya koltuk değneği kullanımı kolaylaşabilir.

Seçici dorsal rizotomi yani sinir liflerinin kesilmesi, diğer tedavilerin yardımcı olmadığı bazı ciddi vakalarda spastik kaslara hizmet eden sinirlerin kesilmesiyle kasların gevşemesi ve ağrının azalması mümkün olabilir. Ancak bu prosedür uyuşmaya neden olabilir.

Serebral Palsi Hastalığı İyileşir mi?

Serebral palsi, beyin hasarına bağlı olarak ortaya çıkan ve genellikle doğum öncesi, doğum sırasında veya doğum sonrası dönemde gelişen kronik bir durumdur. Serebral palsinin tam anlamıyla iyileşmesi mümkün değildir; ancak tedavi ve rehabilitasyon yöntemleri ile belirtileri hafifletilebilir ve hastanın yaşam kalitesi artırılabilir.

Tedavi planı, fizik tedavi , terapi, konuşma terapisi ve bazen cerrahi müdahaleleri içerebilir. Erken tanı ve müdahale, çocuğun potansiyelini en üst düzeye çıkarmak için önemlidir. Bu şekilde serebral palsili bireylerin günlük yaşam aktivitelerini daha bağımsız bir şekilde sürdürmeleri sağlanabilir.

Serebral Palsi Anne Karnında Anlaşılır mı?

Serebral palsi, genellikle doğum sonrası belirtilerle tanınır; ancak bazı durumlarda anne karnında teşhis edilebilir. Özellikle yüksek riskli gebeliklerde, ultrason ve fetal manyetik rezonans görüntüleme (MR) gibi ileri görüntüleme teknikleri ile beyin anomalileri tespit edilebilir.

Serebral palsinin kesin tanısı doğum sonrası bebekte görülen motor gelişim gerilikleri ve diğer semptomlar üzerinden konulur. Risk faktörleri arasında prematüre doğum, düşük doğum ağırlığı, çoğul gebelikler ve annenin gebelik sırasında geçirdiği enfeksiyonlar yer alır. Bu nedenle, risk altındaki gebelikler yakından izlenmeli ve gerektiğinde uzman görüşü alınmalıdır.

Serebral Palsi Engel mi?

Serebral palsi, bireyin motor becerilerini etkileyen ve yaşam boyunca devam eden bir durumdur. Serebral palsinin derecesi kişiden kişiye değişiklik gösterir; bazı bireyler hafif belirtilerle yaşarken, diğerleri daha ciddi motor ve bilişsel zorluklarla karşılaşabilir.

Serebral palsi, fiziksel hareketleri, koordinasyonu ve kas kontrolünü etkileyerek günlük yaşam aktivitelerini zorlaştırabilir. Ancak, doğru tedavi ve destekle, Serebral palsili bireyler birçok engelin üstesinden gelebilir ve bağımsız bir yaşam sürdürebilir. Engellilik durumu, bireyin ve ailesinin yaşamını etkilese de, toplumda doğru destek ve anlayışla, Serebral palsili bireylerin potansiyellerine ulaşmaları sağlanabilir.

Serebral Palsi Kaç Yaşında Ortaya Çıkar?

Serebral palsi belirtileri genellikle bebeklik döneminde ortaya çıkar. İlk belirtiler, bebek 6 ila 9 aylıkken gözlemlenebilir. Serebral palsinin tipik belirtileri arasında motor gelişim gerilikleri, kas tonusunda anormallikler, hareketlerde koordinasyon sorunları ve reflekslerde anormallikler bulunur.

Bebekte yuvarlanma, emekleme veya yürüme gibi motor becerilerin gecikmesi serebral palsi belirtisi olabilir. Serebral palsinin kesin tanısı genellikle çocuk 2-3 yaşına geldiğinde konur. Erken tanı ve müdahale, çocuğun gelişim potansiyelini artırmak ve yaşam kalitesini iyileştirmek açısından kritik öneme sahiptir.

Serebral Palsi İle Ortaya Çıkabilecek Komplikasyonlar Nelerdir?

Serebral palsiden kaynaklanan kas zayıflığı, kas spastisitesi ve koordinasyon sorunları, çocuklukta veya yetişkinlikte bir dizi komplikasyona yol açabilir:

Kontraktür , şiddetli kas sıkılaşması yani spastisite nedeniyle kas dokusunun kısalmasına verilen isimdir. Kontraktür kemiklerin büyümesini engelleyebileceği gibi kemiklerin bükülmesine ve eklem deformitelerine ya da tam veya kısmi çıkıklara neden olabilir.

40'lı yıllarda Serebral palsi olan çoğu bireyin durumun vücutlarına yüklediği fazladan stres nedeniyle kırklı yaşlarından itibaren erken yaşlanmanın türlerinden bir tanesinden etkilendiği gözlemlenmektedir.

Yutma veya beslenme sorunları , serebral palsi olan bireylerde, özellikle bebeklik döneminde beslenmeyi zorlaştırabilir ve yetersiz beslenmeye yol açabilir. Bu hem büyümeyi hem de kemikleri zayıflatabilir. Bazı vakalarda çocuğun yeterli beslenmesi için bir beslenme tüpüne ihtiyacı vardır.

Serebral palsi olan bireylerde depresyon gibi zihinsel sağlık koşulları gözlemlenebilir. Sosyal izolasyon ve engellerle başa çıkma zorlukları depresyona katkıda bulunabilir.

Serebral palsi olan bireylerde yaygın olarak kalp hastalıkları veya akciğer hastalıklarıyla birlikte solunum bozuklukları gelişebilir.

Eklemler üzerindeki baskı veya kas spastisitesinden eklemlerin anormal hizalanması, kireçlenme adı verilen ağrılı dejeneratif kemik hastalığının erken başlamasına neden olabilir.

Düşük kemik yoğunluğuna, yani osteopeniye bağlı kırıklar, hareketsizlikten, beslenme eksikliklerinden ve epilepsi ilacı kullanımı gibi faktörlerden kaynaklanabilir.

Serebral Palsi Nasıl Önlenir?

Serebral palsi vakalarının çoğu ne yazık ki önlenemez, ancak çeşitli risk faktörlerini azaltmak mümkün olabilir. Hamile olan ve hamile kalmayı planlayan bireyler, hem sağlıklı kalmak hem de hamilelik komplikasyonlarını en aza indirmek için çeşitli önlemler alabilir.

Aşılanmak önemlidir. Tercihen hamile kalmadan önce kızamıkçık gibi hastalıklara karşı aşılanmak, fetal beyin hasarına neden olabilecek bir enfeksiyonu önleyebilir.

Birey kendisine iyi bakmalıdır. Hamilelik dönemine ne kadar sağlıklı girilirse, serebral palsi ile sonuçlanan bir enfeksiyon geliştirme olasılığı o kadar düşük olur.

Doğum öncesi bakıma erkenden başlamak ve sürekli devam ettirmek önemlidir. Hamilelik sırasında doktora düzenli ziyaret yapılması hem ebeveyn hem de bebek için sağlık risklerini azaltmanın en iyi yollarından birisidir. Düzenli doktor ziyaretleri, erken doğum, düşük doğum ağırlığı ve enfeksiyon gibi komplikasyonları önlemeye yardımcı olabilir.

Güvenlik önlemlerini aksatmamak gereklidir. Araçlar için özel çocuk koltuğu, bisiklet kaskı, yatak çevresine emniyet parmaklıkları gibi önlemlerin yanı sıra ve çocuğa uygun gözetim sağlayarak kafa yaralanmalarının önüne geçmek mümkün olabilir.

Hamilelik öncesinde, süresince ve sonrasında alkol, tütün ve yasa dışı uyuşturuculardan kaçınmak zaruridir. Bu faktörlerin hepsi serebral palsi riskiyle doğrudan ilişkilendirilmiştir.

Serebral Palsi İle Yaşam

Bir çocuğa serebral palsi gibi bir engellilik teşhisi konulduğunda, tüm aile yeni zorluklarla karşı karşıya kalır. Bununla başa çıkmak için çeşitli adımları atmak önemlidir. Öncelikle çocuğun bağımsızlığı teşvik edilmelidir. Ne kadar küçük olursa olsun bağımsızlık konusunda her türlü çaba teşvik edilmeli ve desteklenmelidir.

Ebeveyn çocuğun sağlık bakım ekibinin en önemli parçasıdır. Ebeveyn çocuk adına konuşmaktan çekinmemeli ve doktorlarınız, terapistlere ve öğretmenlere sorular sorup bilgi edinmekten korkmamalıdır.

Bir destek çemberi bireye ve ailesine serebral palsinin etkileriyle başa çıkmada büyük fayda sağlayabilir. Doktor, toplumdaki destek gruplarını, organizasyonları ve danışmanlık hizmetlerini bulmaya yardımcı olabilir. Bu sayede benzeri durumdaki diğer bireylerin deneyimlerinden faydalanmak mümkün olabilir.

Serebral Palsi Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Serebral Palsi Nedir?

Serebral palsi, beynin doğum öncesi, doğum sırasında veya doğum sonrasında hasar görmesi sonucu ortaya çıkan kalıcı bir hareket ve duruş bozukluğudur.

Serebral Palsi Belirtileri Nelerdir?

Serebral palsi belirtileri arasında kas sertliği (spastisite), kas zayıflığı, denge sorunları, istemsiz hareketler ve motor becerilerde gecikme yer alır.

Serebral Palsinin Nedenleri Nelerdir?

Serebral palsinin nedenleri arasında prematüre doğum, doğum sırasında oksijen eksikliği, enfeksiyonlar ve genetik faktörler bulunur.

Serebral Palsi Tanısı Nasıl Konulur?

Serebral palsi tanısı, çocuğun motor becerilerindeki gecikmeleri fark eden ailelerin bir nörolog veya pediatrik uzmanına başvurması ile konulur. Tanı genellikle MRI, CT ve ultrason gibi görüntüleme yöntemleriyle desteklenir.

Serebral Palsi Tedavi Edilebilir mi?

Serebral palsi tedavi edilemez ancak semptomları yönetilebilir. Tedavi planları fizik tedavi, iş terapisi, konuşma terapisi ve bazı durumlarda cerrahi müdahaleleri içerebilir.

Serebral Palsi ile Yaşam Süresi Ne Kadardır?

Serebral palsi ile yaşayan bireylerin yaşam süresi genellikle etkilenmez, ancak yaşam kalitesi ve bağımsızlık düzeyleri semptomların şiddetine bağlı olarak değişir.

Serebral Palsi Önlenebilir mi?

Serebral palsiyi tamamen önlemek mümkün olmasa da, iyi doğum öncesi bakım, doğum sırasında komplikasyonların minimize edilmesi ve enfeksiyonlardan korunma gibi önlemler riski azaltabilir.

Acıbadem Web ve Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır. Güncellenme Tarihi: 18 Temmuz 2024 Perşembe Yayımlanma Tarihi: 20 Temmuz 2020 Pazartesi

Tıbbi Birimler

Bize Ulaşın

Bilgi talepleriniz için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.

Acıbadem Sağlık Grubu olarak size daha iyi ve kaliteli bir hizmet sunabilmemiz için istek, öneri, teşekkür ve şikayetlerinizi aşağıdaki formu doldurarak ya da 444 55 44 numaralı telefondan tarafımıza ulaşarak bildirebilirsiniz.

Devamı
Devamı
Güvenlik Kodu

KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU

Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.

1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları

Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:

Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:

İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.

2. Kişisel Verilerin Aktarılması

Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.

3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi

Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;

Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.

4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız

Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;

Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.

5. Veri Güvenliği

Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.

6. Şikayet ve İletişim

Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;

Kanun kapsamındaki taleplerinizi, https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.

YUKARI
İçindekiler
Size ulaşmamızı ister misiniz?